AZERBAYCAN’DA 15 GÜNDEN FAZLA KALACAK OLANLAR – DİKKAT
Azerbaycan’da oturma izni olmayanlar ülkede 15 günden fazla kalacaklarsa her girişten sonra 15 gün içerisinde pasaport fotokopisi ve adres beyanı ile birlikte internetten, postayla ya da bizzat gidip Miqrasiya’ya (Göçmenlik Bürosuna) veya Asan Hizmet merkezlerine başvurup adres kaydı yaptırmak zorundadırlar. Mail bazen kabul edilmeyebilir. Buna uymama durumunda, Devlet Migrasiya Hizmeti tarafından aşağıda belirtilen cezai yaptırımlar uygulanmaktadır. – 15 Gün içinde kaydolmayanlara 301 AZN, vize kalış müddetini geçirenlere 401 AZN para cezası
– Para cezasını ödemeyenlere ülkeye 5 yıllığına giriş yasağı (deport) konulması
Geniş bilgi ayrı bir sayfamızda verilmiştir. Okumak için lütfen tıklayın: http://wp.me/PAexV-2IK
16 Mart 2016 tarihinde yürürlüğe giren Merkez Bankası kararına göre
Azerbaycan'dan çıkarken sözlü olarak deklare etmek şartıyla cebinizde en
fazla 10 000 $ karşılığı nakit döviz olabilir. Girerken yazılı deklare ettiyseniz buna ilave olarak 40 000 $ karşılığı nakit döviz çıkarabilirsiniz.
TİCARET MERKEZİ
Rusça’da “Targovi Sentr” kelime anlamı ticaret
merkezi, alışveriş merkezi demek. Bakü’de “Ticaret Merkezi” tabelaları
bolca görülür. Türkiye’deki pasaj türü çarşılar, Türkiye’deki işhanı
dediğimiz içerisinde bürolar altında dükkanlar da olabilen binalar, AVM
ler, toplu dükkan-mağazaların hepsinin ortak adı ticaret merkezidir. En
eskisi Bakü’de Azerbaycan Prospekti üzerinde, İçişleri Bakanlığının ve
THY’nın karşısında Sovyet döneminden kalma, 3 kapılı MUM “Merkezi Univer
Mag” Sovyet döneminin çok katlı mağaza anlayışını temsil etmesi
açısından görülmeye değer. Kiril-Rusça okunuşuna göre SUM (Sentr Universalni Magazin) diyenler de var. Üst
katlarda tezgahlar var. Ancak üst katlarda yazın sıcaktan haşat olmayı
göze almak gerekir. Klimalı olan giriş ve alt katlarda altın, gümüş
hediyelik takılar, Rus saatleri, Rus ev çıkması takılar satılıyor.
Burada takılara bakarken tezgahtara bir şeyler sormak bahanesiyle
yaklaşanlara dikkat etmek, çantaya, cüzdana sahip olmak gerekiyor.
Gelmişken onun kuzey çıkışındaki karşı sokağı, Tebriz Halil Rızaoğlu
sokağında bayanlar için el işi hobi mağazası “No Limit” de gezilebilir.
Üst ve bodrum katları ayrı girişli.
Bakü’de alışkın olduğumuz türden ilk AVM Park Bulvar
2010 başlarında açıldı. Sahil Boyu (Denizkenarı Milli) Parkı
içerisinde, Neftçiler Bulvarı üzerinde. İlk 2 katında mağazalar, 3. ve
4. katlarında Food Court, restoran ve cafeler, teraslar, sinema ve
bowling var. Altta Bazarstore market var. Otoparkı ücretli. http://www.parkbulvar.az/index.php
AVMlerin en şık olanı 2014 sonbaharında açılmaya
başlanan Baku Port Mall. Neftçiler üzerinde. Süper markalar cenneti.
Mesela bir palto 2200 manat. Müşteri başına 10 tezgahtar düşen yerler
var. https://www.facebook.com/portbakumall
2012 Ekim ayında 28 May Metro istasyonu ile Reşid
Behbudov prospekti arkasındaki Milli Bank arasında, Azadlık Prospekti
üzerinde çok katlı 28 Mall açıldı. Giriş Azadlık ile hem Füzuli hem de
Şemsi Badalbeyli küçeleri kesişmelerinde. Üst katta Food Court ve
sinema, bodrumda otoparkı var. Girişte Bazarstore market ve Second Cup
Cafe var. Otoparkın saati 1 AZN, çıkmadan önce otomatik makineye
ödeniyor. http://www.mall28.az/
AVMlerin en büyüğü 2016’da açılan Gençlik Mall. Feteli Han
Hoyski caddesi üzerinde Gençlik Meydanında. Gençlik metro istasyonu ile
bağlantılı. İçinde Bravo süpermarket var.
Badamdar semtine yakın, Astara-Kazak çevreyolu
üzerinde Lökbatan mevkiinde Sederek Ticaret Merkezi çok büyük ve hemen
herşey var. Toplu dükkan ve mağazaların yer aldığı Sederek’te bazı
şeylerin fiyatı gayet uygun, bazıları şehir merkezi fiyatına. Ancak
yabancılara fiyatların çıtası yüksek. Epey fazla sayıdaki kürk
mağazalarında Antalya-Alanya taraflarında çalışmış tezgahtarlar var.
“Yazın” büyük indirim yapıyorlar. Arabayla çıkarken 50 gepik nakit
ödeniyor. Hafta sonu girmek-çıkmak, park etmek çok zor. http://www.sederek.info/.
Astara yoluna doğru devamında köprülü kavşakta benzer toplu dükkanlar
var. Bunlardan ilki Kervansaray Ticaret Merkezi. Pek meskun değil.
Otoparkı ücretsiz. Bundan sonra Bine Ticaret Merkezi var. Genelde Türk
malı giyim eşyaları ve biraz da Çin malları var. Arabayla çıkışta 50
qepik ödeniyor. http://www.bine-ticaret.com/index.php
Bine Ticaret merkezi karşısında Lökbatan yolunun
sonunda MakroTopdan Aqrovest Cash&Carry marketi var. Marka çeşidi ve
Türk malları az. Fiyatları diğer marketlere göre ortalama % 15 ucuz. https://www.facebook.com/pages/Aqrovest/563370040384121
İnşaatçılar Metrosu tarafındaki Baku Mall gibi daha küçük çapta AVM’ler de çoğalıyor.
Bül-Bül Prosepekti üzerinde AF Mall ve Sahil Ticaret
Merkezi Türkiye’deki pasaj niteliğinde. AF Mall’ın Samet Vurgun’dan da
girişi var. Sahil Ticaret Merkezinde “kışın” Yunanistan’dan gelen bayan
kürkleri bulunuyor. Sahil Metrosu üzerinde, girişi yandan Bül-Bül ve
Üzeyir Hacıbeyov küçelerinden.
GECELER
Bakü’nün gece görünümü harika. Bunun nedeni binaların
ışıklandırılması. Ancak 2015 krizinde tasarruf yapılmaya başlandı. Sonra
ışıklandırmalar tekrar artmaya başladı.
Bakü’nün yaz geceleri hayli uzun. Halk yaz gecelerini
parklarda, sahil boyunda geçiriyor. Kışın ise evlerde Türk dizilerini
seyrediyorlar. En çok izlenen Kurtlar Vadisi.
Şehir merkezi bizim deyimimizle Targovi, Azerbaycanlı dostlarımızın yazışı ile “Torqovı”
civarındaki pub türü barlara ise daha çok yabancılar ve özellikle
İngilizler rağbet ediyor. Alizade küçesi (sokağı) barlar sokağı olarak
bilinir. Burada Finnegans,
Clansman, Panchos, Otto’s, Loca gibi publar iyidir. Bazılarında bazı
geceler canlı müzik de oluyor. Alizade küçesine dik Targovi yönüne doğru
sokaklarda da bir sürü pub var. Bu sokakların olduğu yer Bakü’nün en
merkezi yeri ama zifiri karanlık. Bir tane sokak lambası yok.
SUÇ ORANI VE GÜVENLİK
Bakü, her ne kadar artıyor olsa da diğer
dünya metropollerine oranla yine de hala suç oranı oldukça düşük bir
şehir. Kızlar, kadınlar gece sokakta rahatça olabiliyorlar dense de yine
de dikkatli olunması, gece yabancı bayanların sadece *9000 benzeri tel
noları ile aranan yeni taksilere binmeleri Azerbaycanlı dostlarımızca
tavsiye ediliyor, Bazen tek başına gezen kız ve kadınlara laf atıldığı
da oluyormuş. Türkler dahil yabancı bayanlara bakış açısı eskiye göre
değişiyor, rahatsız edilmeler artıyor.
Yankesicilik, kapkaç pek gözle
görülmüyorsa da kent içi otobüslerde cibgire (yankesiciye) dikkat edin
diye uyarılar var. Gerçekten de Azerbaycanlı dostlarımız cibgirliğin
yaygın olduğunu söyleyip bizi uyardılar. Mağazalarda özellikle MUM
Ticaret merkezinin alt katlarındaki kuyumcularda da cep, çanta ve cüzdan
açısından dikkatli olmak gerekiyor. Suç işlemeyi önleyici bir unsur
olarak polisin eline düşme korkusu önemli rol oynuyor. Özellikle
yabancılara karşı suç işleyenlere eskiden acınmıyormuş. Oğurlamalar
(hırsızlıklar) gittikçe artıyor. Mesela Bakü’de ısıtma soğutma işleri
işleri yapan Türk Friterm şirketi ofisinden 2012 Ağustosunda 126 000 $
çalınması gibi. Apartmanların 1. ve en üst katlarının balkon ve
pencereleri bu yüzden demirli. Kapılar da hep çelik kapı. Kapıyı önüne
gelene açmamak Bakü’de yabancıların mutlaka uyması gerekli bir kural. En
iyisi kapıda kamera olması. Kamera olsun olmasın evde erkeksiz olan
bayanlar kapıyı kimseye açmamalı. Aşağıya su akıyor diye gelip ortalıkta
cüzdan, çanta varsa topluyorlarmış.
Bakü gece klüplerinin çoğunda tecrübesiz yabancıların yüklüce kazıklandıklarını sıkça duyuyoruz. Kurallar: Bakü’nün
her yerinde padvallerdeki, yani zirzeminlerdeki, yani bodrumlardaki
barlardan uzak durmak, yanında iyi bilen biri olmadan gece klüplerine
gitmemek. Bazen gece 2 den sonra özellikle Targovi’de tekbaşına olan
yabancıların soyulduğu haberlerini alıyoruz.
Yani unutulmamalı, suç oranı
başka ülkelere kıyasla belirgin şekilde az ama sıfır da değil ve
gözlemlediğimiz gibi az da olsa artış var.
Buralarda fazla göremeyeceğiniz
önemli bir sosyal olay da kavga. Eskiden trafikte kafaları kızanlar
birbirlerine bağırıp çağırıyordu, kaza olduğunda bile bu böyle oluyordu.
Türkiye’deki gibi bırakın tornavida çekmeyi, yumruk, kafa falan atmayı,
itip kakmak bile bir kaç kat cesaret istiyordu. Ancak bu adet de
kaybolmakta olup bizzat ve medyadan gördüğümüz kadarıyla yumruklu, kanlı
kavgalar az da olsa başladı ve gittikçe artıyor.
Türklere karşı davranışları bir başka yazımızda ayrıntılı anlatmıştık: BAKINIZ. Bu konuda yurt dışında mutat olarak yapılması gereken tedbirli ve ihtiyatlı olmayı akıldan hiç bir zaman çıkarmamalı.
Azerbaycanlı dostlarımızın bir uyarısı da yüksek değerli
banknot konusunda. Örneğin bir pazarcıya, dükkancıya ya da kasiyere 50,
100 Manat gibi yüksek bir banknot verirken parayı ortaya bırakmayın,
gözünüzü paradan ayırmayın nereye konulduğuna bakın. Yoksa bazan el
çabukluğu ile yok edilen parayı vermediğiniz gibi bir iddialarıyla
karşılaşabilirsiniz. Bu bir kere eşimin başına gelmiş. Parayı arayıp
tarayıp masa örtüsünün altında ayakla uzağa itilmiş bulmuş. Bir de
paranın üzerini mutlaka iyi sayın. Bankada para sayma makinesinde
sayılmış 100 lük banknot içinden bir tanesi 10 luk çıkabilir (başımıza
geldi). En azından kasa önünde desteyi kontrol edin.
Restoran, kafelerde fiyatlarnı şişirilmesi ve/veya fazladan birşeyler yazılması neredeyse “Allah’ın Emri”.
Özellikle kalabalık iseniz. Hesabı mutlaka kontrol edin. 2 porsiyona 3
yazılır. Bakü’de içtiğiniz rakıdan fazla hesapta su parası
görebilirsiniz. Hem de kaliteli görünümlü bir restoranda. Bu gayet
normaldir. Menüde mesela ayran dahilse ve de ayran yok denilmişse ve de
başka şey içerseniz ve de Türkiye’den gelmişseniz o içtiğinizin parasını
sizden ayrıca alıp cebe atarlar.
Azerbaycan Türkiye’den belirgin şekilde çok daha güvenli ama elbette dünyanın her yerinde tedbirli, uyanık olmak gerek.
TÜRK KADINLARI VE KIZLARI AÇISINDAN
Bakü kadınlar açısından güvenli olarak bilinir, gördüğümüz
de öyle, ancak bu daha çok Azerbaycanlı kadınlar için geçerli. Yabancı
bayanlar için, Türkler de dahil, artık o kadar değil. Sarkıntılık, peşe
takılma olaylarını az da olsa anlatanlar oluyor, Azerbaycan medyasında
da bazan okuyoruz.
Bakü’de bir söylentiye göre Prezident yani Devlet Başkanı
yıllar önce bir talimat vermiş “hiçbir Türk bayana kimlik sorulmayacak”
diye. Aslında sadece bayanlara değil erkeklere de yolda, orada burada
kimlik falan sorulduğunu daha görmedim ama 2012 den itibaren şahsiyyet
vesikası (kimlik) kontrolüne maruz kalan Türk sayısı epey artmış.
Özellikle Türk şantiye ve kampları civarında. Bunun da sebebi illegal
yaşayan Türkler elbette.
İlk zamanlarımızda bizi ciddi şekilde uyaran Azerbaycanlı dostlarımız kadın ve kızların Bakü'de tanımadıkları bir Azerbaycanlı erkeğe adres, yer, otobüs vb. bir şey sormamalarını tavsiye etmişlerdi. Zira bu tavrınıza bakarak "o erkekle tanışmak isteme" niyeti şeklinde değerlendirilebilirmiş. Nitekim daha sonra bir Türk kadınının
bizzat kendisinden duyduk ki olay aynen başına gelmiş. Yer sorduğu bir
erkek onu izlemiş, kadının bütün uyarıları, ricaları para etmemiş, adam
"size kömek (yardım) edeyim", kadın "evliyim", adam "burada böyle şeyler farketmez" vb. diyor. Sonunda kadın taksiye binip kendini çok zor kaybettiriyor.
Bunun tersi de geçerliymiş. Yani bir erkeğin bir kadına birşey sorması.
Elbette yanınızda eşiniz varsa o zaman sorun yok gerçekten yardım
istediğiniz anlaşılıyor. Bayanların gerektiğinde "Ay hala birşey soruşmak olar?" yani "Ya
teyze birşey sorabilir miyim?" diyerek gözünüze kestirdiği bir bayana
başvurmaları tavsiye edilir. Hepsi sevimli ve cana yakın, yardımcı olmak
için gereğini yaparlar.
SİNEMA (Kino)
AVMlerin
(28 Mall, Park Bulvar, Metro park) üst katlarındaki sinemalara ilaveten
Bülbül Prospekti No 20 adresinde, 28 May Küçesi köşesinde 3 salonlu
Nizami Kino Merkezi var. Burada Türk filmlerini de izleyebilirsiniz.
Biletler gündüz 4-5, gece 7-8 AZN. http://nizamicinema.az/. 28 Mall’daki Cinema Plus’da da Türk filmleri gösteriliyor. http://cinemaplus.az/
İngilizce filmler arada bir sadece 28 Mall’da ve Excelsior Otelde
gösteriliyor. Biz geldiğimizde yani 5 yıl öncesine göre Targovi’deki tek
sinema (şimdi kapalı) ile mukayese edilemeyecek bir durumda Bakü. Bu
arada film oynarken sohbet, uğultu, telefonla konuşma, giren-çıkan,
oturan-kalkan,yer tartışmaları gırla gider. Bunlar opera, bale, konser
gibi gösterilerde de aynen geçerlidir. Kuğu gölü gibi harika bir eseri
seyrederken öndeki iki bayanın 3 saat süren hararetli komşu/aile
dedikodularını, yandaki iki ışıkçının maddi sorunlarını dinlemek zorunda
kalırsınız. Uyardığınız zaman da size “Allah Allah ne var yani”
gibilerinden hayretle bakarlar.
SIRA
Bakü’de
yaşarken sıra konusunda da bilgi sahibi olmanız gerekir. Mesela bir
AVM’nin tuvaletinde kabin kapısında beklerken tetikte olmak
zorundasınız, arkanızdan biri gelip bir hamleyle sizden önce içeri
girer. Burda sıra var diye uyardığınızda “sıra da neymiş?” gibi bir cevap alırsınız. Israr ederseniz “Siz Türkler geldiniz yeni adetler çıkardınız” gibi ithamlara maruz kalırsınız. Bakü’de sıraya riayet edildiğini görürseniz korkun, zira böyle birşey kıyamet alametidir.
GONŞULUK (KOMŞULUK) VE AİLE İLİŞKİLERİ
Bakü’lüler, durumu iyi olanlar
hariç, geçinmek için evcek çalışmak zorundalar. Bu nedenle çalışanların
komşuluk ilişkilerine fazla zamanları yok. Zaten Bakü kozmopolit bir
şehir. Apartmanlarda ziyaret şöyle dursun kimileri tanımadığına pek
selam vermiyor, kimileriyse mutlaka veriyor. Her ne kadar Türkiye
Türklerinin kaldığı merkezi apartmanlarda görünen buysa da her yerde
böyle değil. Çalışmayan kadınlar gündüz birbirlerine, ailecek de gece
misafirliğe gidiyor. Rayonlarda yani Bakü dışında ise ortam daha da
samimi oluyor. Rayonlardan göçenler ayrıca birbirleriyle daha samimi
oluyorlar.
Bakü’de
ev sahipleri aynı apartmanda ya da yakın oturuyorlarsa ve ihtiyar
değillerse zırt pırt kiracıları rahatsız edebilirler. Bazıları evde bir
dolapta eşya bulundururlar. Anahtarları vardır. Kiracı açmazsa kapıyı
açıp içeri girerler. Hatta bazan zili bile çalmadan kapıyı açıp
girerler. Bakarlar, sigara içiliyor mu? Ev temiz mi? Kiracı subay
(bekar) kalıyorsa bayan arkadaş getiriyor mu? Kiracıyı beğenmezse çıkın
derler. Bunun iyi tarafı evde eksikler, bozukluklar varsa eve gelince
devamlı ev sahibinden istersiniz, vermezse başına kalkarsınız. Bakü
Avrupa gibi denir ama nedense kiracıların özel hayatları açısından aynen
Anadolu halkı gibi hayli tutucu. Bazı apartmanlarda kapıcı ev sahibine
ispiyonlar, kiracın bayan arkadaş getiriyor diye ve ev sahibi de hemen
kiracısını şutlayabilir.
Eskiden evi olmayan delikanlıya
kız vermezlermiş ancak hayat şartları bu adette gevşemeye yol açmaya
başlamış. Yeni evliler anne babaları ile “oturmamayı”
düşünmüyorlar. Azerbaycan’da anne babanın düşkünler yurduna terk
edilmesi diye bir şey söz konusu değil. Bu nedenle Azerbaycan’da tek
başına oturan bir anne ya da baba pek olmaz deniliyor.
AD GÜNÜ
Toya benzer bir başka kutlama
da “Ad Günü”, yani Türkiye’deki doğum günü. Bildiğimiz kadarıyla eski
Türk geleneğinde ad günü çocukların doğumundan sonra adlarının konduğu
gün. Eski Türkler çocuğa ad koymaya çocuğun doğumundan daha fazla önem
verirlermiş. Ad koyma törenle yapılırmış. Ad, Türkler için kadere etki
edebilecek bir araçmış, o yüzden günümüzdeki gibi sadece beğeni üzerine
adlar konmuyormuş. Kimi zaman çocuğun kaderine etki etmek için belirli
bir amaca yönelik isimler konuyormuş. Azerbaycan’da doğum günü yerine
ad-günü denmesi de, adın kadere olan etkisine dair bu eski Türk
inancının her ne kadar uzantısı olsa da esas önemli sebebi “doğum”
sözcüğünün kullanılmasının ayıp sayılması. Bu nedenle bir Azerbaycanlı
Türk’e sakın doğum günün kutlu olsun demeyin. Ancak bize hitapta doğum
günü denebiliyor bizler ayıp saymadığımız için. Sonuçta Azerbaycan’da
sadece adı kalan ad günü, doğum gününden başka bir anlam taşımıyor. Buna
karşılık ad gününü ziyafetle kutlama geleneği günümüzde yemek yenerek
sürdürülüyor. Ad günü bir restoranda kutlanıyor, restoranı tamamen ya da
önemli bölümünü kapatarak. Böylece Bakü’de restoranlar iyi iş yapıyor.
ÇAY
Azerbaycan Türkleri, Türk kültürüne uygun olarak, genelde çay içiyor. Yaşı 4000 yılı aşan semaverin vatanı Azerbaycan. Kimileri
çayı soğutmak için fincandan tabağa boşaltarak, tabaktan içiyorlar,
öyle alışmışlar. Arada az da olsa Türk kahvesi içen oluyor. Neskafe
dediğimiz hazır kahve türlerini, filtre, americano, latte, espresso gibi
makine kahvelerini içenler daha çok yabancılar. 2015 den itibaren yerlihalkı da artık cafelerde kahve içerken görmeye başladık.Çay kültürü bu kadar yaygın olunca sıkça çayhane görmek mümkün.
Azerbaycan çayının rengini açık
gördüğünüzde bilin ki koyu demli çaya salınan (konulan) limon dilimi
çayın rengini açmaktadır. Ama Azerbaycanlılar genelde çayı pek koyu
içmiyorlar. Çay stekanı (bardağı) şekli itibarıyla armudu (armudi),
Türkiye Türklerinin ince belli dediği. Bardak kelimesi argoda genelev
anlamında olduğu için kullanılmıyor, siz söylerseniz gülümsemeyle
karşılaşıyorsunuz. Türkiye’de olduğu gibi, Azerbaycan’da da çay “dudak paylı” yani üstten biraz boşluklu geliyor. İş
yerlerinde ikram ederken yanında mutlaka kanfeti (kağıtlı şeker),
şokolad (çikolata) vb. getirirler ya da masada/sehpada olur. Çay içine
hiçbir zaman şeker atılmayıp bunlarla birlikte içilir. Kelle gend (kelle
şeker, kesme şeker) denilen ve dil altına konulan kıtlama sert şeker
kullananlar da yaygın. Azerbaycanlılar şekerin direk kullanımda dişlere
zarar vermesi yüzünden Türkiye Türklerinin çay içerken şekeri çaya
karıştırdıklarını söylüyorlar. Valla Türkiye Türklerinin bu kadar
sağlıklarını düşündüklerini bilmiyordum.
Ev ziyaretlerinde, cafelerde
ise kelle şeker ve şekerlemeye ek olarak genelde çayın yanında minik
tabaklarda “mürebbe” (reçel) çeşitleri ve ayrıca çerez (kuruyemiş) falan
da gelebilir. İlginç bir kültür. Kuruyemişi cafelerde ikram
zannetmeyin, hesaba yazılır. Reçeller güzel ve envai çeşit. Ceviz,
erik, gül, kızıl gül, incir, vişne, kiraz, beyaz kiraz, kayısı, cennet
elması, mandalin, dut, karpuz kabuğu, ayva, şeftali, zoğal (kızılcık),
patlıcan, domates, zeytin v.b. yani neredeyse bütün meyve ve sebzelerin
reçelleri yapılmış. Gül ve vişne reçeli ev halkı için yapılıp bol bol tüketilirken,
beyaz kiraz ve cennet elması reçelleri özellikle misafirler için
ayrılıyor. Beyaz kirazın içine ceviz eklenerek yapılan reçeli ise en önemli misafirlere ikram ediliyor.
Azerbaycan'da Çay Kültürü
YÜKSEK YÜKSEK DUVARLAR
Boş araziler, arsalar, güzel
görünüm vermeyen yerler duvarlarla, bazen panolarla kapatılıyor.
Duvarların arkasında ne olduğunu anlamak için giriş-çıkışların
aralıklarına dikkatlice bakmak gerekiyor. Rafineri gibi yerleri ise uzun
kulelerinden tanıyabiliyorsunuz.
Bu duvarlar içerleri
göstermiyor ama sabah işe giderken ara sokaklarda kanlı kesik başları
neden gösteriyorlar onu anlamak zor. Bazı kasaplar hayvanı dükkan önünde
– sokak ortasında kesiyorlar ve/veya sabah kestikleri dananın tüm
organlarını dükkan önünde çengele asıyorlar, tazeliği belli ve reklam
olsun diye zahir. Ama devasa kanlı dana başını da bu sergilemeye dahil
ediyorlar. Hayvanın devasa ayakları da aynı şekilde teşhir ediliyor. Bu
kesimleri görüyor ve bir gün rüyama girecek diye endişe duyuyorum. Bu
arada etin tazesinin değil beklemişinin makbul olduğunu bilinir. Nitekim
dışarda et yerken etin sertliği, bıçakla kesilmesinin ve çiğnenmesinin
zorluğu taze olduğunu kanıtlıyor, kanıtlıyor da et bir türlü yenmiyor.
Aslında bu hayvanın çok gezdiğini yani doğal ortamda yetiştiğini, etinin
de böylece doğal olduğunu gösterir. Neyse mezbahanın tamamlanmasıyla bu
tür manzaların son bulması bekleniyor.
GIŞ
Bakü Hazar kıyısında olmasından dolayı normalde ağır bir kış
geçirmiyor. Nitekim 2010-11 kışı böyle hafif geçti. Hatta yaptığımız
yollar zamanından önce trafiğe açıldı. 1-2 kez kar yağdı ama tutmadı,
geceleri derece pek eksi olmadı. Öyle ki kış ortasında kombiyi 2 hafta
kapatıp Türkiye’ye izne gitmiştik. Ancak 2011-2012 kışı Şubat başından
itibaren çok ağır geçti. Yoğun külek (fırtına), çovğun (tipi), şahta
(don) oldu. Bakü kalın karla örtüldü. Gece -12 leri gördü. Elektrik,
gaz, su arızaları kesintileri oldu. Otobüsler çalışamadı. Okullar,
işyerleri tatil oldu. Ama en önemlisi kombiler dondu. Neden derseniz,
kombilerin emniyet gerekçesiyle balkona konma zorunluluğu var. Balkonda
olunca da donmaması mümkün mü? İnanılmaz ama gerçek bu. Öyle olunca
donmaması için ısıtmayı (kaloriferi) sürekli çalıştırarak devri daimi
kesmemek, kullanma suyunu da – 8 in altında olacak gece bir sıcak su
musluğunu az açık bırakarak akışı sürdürmek gerekiyor. Ancak elektrik,
su, gaz dan biri bile kesilse bu şansınız olmuyor. Sadece kullanma suyu
donduysa yani musluğun sıcak tarafını açınca su gelmiyorsa yapacak tek
şey havanın ısınmasını beklemek. Boşuna usta çağırmayın. Zaten böyle
durumlarda iş yoğunluğundan usta bulunmuyor.
2012-2013 kışı ise mutat olduğu üzere sert geçmedi. 1-2
serpiştirme dışında kar yağmadı, don olmadı. Ancak bol yağmurlu geçti.
Sonraki kışlarda da bir kere yoğun tipi görüldü. Kışın gece ve gündüz
arasında fazla fark olmaz. Külek (rüzgar/fırtına) olmazsa soğuk insanın
içine fazla işlemez.
İŞLER
Türk vatandaşı işletmeciler, yatırımcılar, iş adamları
Azerbaycan’da her zaman sürprizlere hazırlıklı olmalıdırlar. Mesela
cafenizi önündeki kaldırımın az bir bölümüne uzatmak için izin/ruhsat
aldınız diyelim. Bu iznin/ruhsatın hiçbir garantisi yoktur. Bir gün
gelip yarın burayı kaldırılmış olarak göreceğiz diyebilirler. Mesela
Bakü’deki Mozart Cafe’nin 2 defa başına geldiği gibi. Kaldırın dedikleri
çelik konstrüksüyon, çatısı aluminyum, çevresi cam, içerisi klimalı,
komple eşyalı, tezgahlı, barlı, LCD TV li büyük bir alan. Kurma,
kaldırma maliyeti ile yeni bir cafe açılır.
Azerbaycan’da yeme-içme sektörüne girmeyi düşünen, girenlere
önemli tavsiye: Sürekli işinizin başında durun. Aksi takdirde kasada
insanların kazıklanıp fazla paranın cebe atılması yüzünden müşteri
kaybedebilir, dükkanı kapatmak ya da devretmek zorunda kalabilirsiniz.
Benzer durum mağaza, dükkan açanlar için de geçerli. Envanter kaybına
uğramak istemiyorsanız sürekli işin başında olacak, gözünüzü 4 açacak ya
da kamera kullanacaksınız.
Bu arada Türkiye Türkleri ve yabancıların işlettikleri
restoranların önemli bir sorunu da “kira”. Bakü’de yeni açılan bir
lokanta iyi isim yapmaya ve iyi işlemeye başladığında ev sahibi fırsat
bu fırsat deyip kapıya dayanıyor ve kiranın artırılmasını istiyor. Bu
neredeyse Allah’ın emri. Lokantacı eğer çok yakında yeni bir yer
bulamazsa ya kirayı artırıyor ya da işi bırakıyor, ya da baştan mülk
sahibini ortak yapıyor. Kimileri de maaşlı işletmeci oluyor. Ancak bu
yöntemlerde de çoğu zaman aynı akıbetle karşılaşılıyor.
İş piyasasında, devlet bürokrasisinde Türkiye Türklerine
hiçbir şekilde iltimas geçilmiyor. Mesela çalışma izni kotaları gittikçe
kısıtlanıyor. Türk vatandaşlarının özellikle dil ve ortama kolay uyum
sağlama avantajıyla diğer ülke vatandaşlarına tercih edilmesine rağmen
Türk Vatandaşlarına verilen çalışma izni kotasının yetersiz kalması
büyük problem. Azerbaycan’da yatırım yapan çok sayıda Türk iş adamları
bir çok konuda zorluklarla karşılaşıyor ve sıkça işlerini devretmek veya
tasfiye etmek zorunda kalıyorlar.
2015 krizinden önce Bakü büyük bir şantiye görünümündeydi.
Her yerde inşaat vardı. Tekelleşme bu alanda da söz konusu. Büyük inşaat
şirketleri büyük işleri parsellemişler. Onlardan başkası büyük işleri
alamıyor ancak taşeronluk yapabiliyorlar. Dış kredili işlerde ise
mecburen İngilizce ve Azerbaycan Türkçesi dillerinde sözleşmelerle yapım
ve kontrolluk uluslarası ihalelerle veriliyor ama yine taahhüt işlerini
genelde Azerbaycanlı firmalar en azından taşeron olarak alıyorlar. Bu
Azerbaycan inşaat şirketlerinde yönetim ve teknik kadroda Türkler hayli
yoğun. Türkler Azerbaycan inşaat sektörünün olmazsa olmazları. Öte
yandan İngiliz ve Amerikalı yabancı inşaat firmalarına verilen proje
yönetimi ve kontrolluklar inşaat işlerini büyük ölçüde yavaşlatıyor,
sebebi de yabancıların bürokratik yazışmalar ve inşaatla ilgili proje
yönetim v.b. her türlü prosedürlerden taviz vermemeleri. Bu yüzden
Azerbaycan’da “kredili işler dışında” İngiliz ve Amerikalılara artık
proje yönetimi, kontrolluk hatta taahhüt işleri verilmemesi gündemde
demiştik ki AECOM, Mace gibi şirketler ülkeden kovuldular.
Doğru dürüst proje (tasarım, projelendirme, design) olmadan
işlere girişilmesi de en büyük sorunlardan biri. Doğru dürüst ihale
keşiflerinin bu yüzden olmayışı, uygulama proje safhasında sürekli
değişiklikler, projesizlik yüzünden bazı işlerin cost+ ihale
edilmesinden müteahhitin yararlanmak istemesi, yerel müteahhitlerin
organize olmayışı, hababam sistemi ile çalışmaları vb. yüzünden işler
geciktikçe gecikiyor.
Çok sorulduğu için ekleyelim, “Türkler Azerbaycan’a iş
bulmadan gelmeyi hiç düşünmesinler. Meslek sahibi olmayanların iş bulma
ihtimali zaten yok. Meslek sahibi olanların da çalışma izni alabilmesi
Türklerin kota sınırının düşüklüğü yüzünden gittikçe zorlaşıyor“.
2012 yılı Ekim ayı verilerine göre, Azerbaycan’da bir işverene bağlı olarak çalışanların ortalama aylık ücreti 403 Manat.
Maden sanayide, bilimsel ve teknolojik faaliyet alanında, finans ve
sigorta, bilişim ve iletişim, inşaat, idari ve yardımcı hizmet
sektörlerinde ortalama ücretler diğer sektörlere göre daha yüksek. Ortalama
aylık ücretler artmakta bu da orta sınıfın da gittikçe gelişmekte
olduğunu göstermektedir. 2012 istatistiklerine göre eğitim
çalışanlarının % 36 sı 150 manatdan az, % 3 ü 500 manattan fazla maaş
alıyor. Milletvekili maaşı 1 575 manat. Meclis Başkanlık makamındakiler
ise 1 800 – 2 025 AZN arası maaş alıyor.
Azerbaycan’da tüm aile fertleriyle çalışarak geçinenler
diğer tarafta ise kaymak tabaka daha doğrusu geliri iyi olan belli bir
tabaka var. Bunların bir bölümü de ülkede belli ekonomik sektörlerin
sahibi olan aileler. Bu aileler, kendi aralarındaki centilmenlik
anlaşması gereği birbirinin alanına müdahale etmiyorlar. Küçük Paris’i
andıran Neftçiler Prospekti yani bulvarı boyunca, paralel Zarife Aliyeva
caddesinde ve civarlarında yer alan, Üzeyir Hacıbeyli caddesinden Port
Baküye uzanan Ferre, Gucci, Boss, Armani, Escada, Emporium gibi Bakü’de
olmayanı olmayan süper marka mağazalar bu kitleye hitap ediyor. Ünlü
tasarımcı Tom Ford eski Sovyet ülkeleri arasında ilk mağazasını Bakü’de
açtı. Bu mağazalara girenler ya da mağazaya gitmeden istedikleri
evlerine, ofislerine gönderilenler bir seferde 5 000 – 60 000 arası
Dolar harcama yapıyorlarmış.
Azerbaycan’da iş yapmak isteyen Türkiye vatandaşlarının bilgi alabileceği adresler:
Azerbaycan yaklaşık 9 milyon nüfusa sahip. Bunun yarısı
Bakü’de yaşıyor. Bakü’nün pahalı oluşuna karşın eski bir şehir oluşu ve
ilginç mimariye sahip eski binaları korumuş olması turizm açısından
çekici kılıyor. 2009 da ağırlıklı olarak Gürcistan, İran, Türkiye ve
Rusya’dan olmak üzere 1 milyon 800 bin turist ziyaret etmiş
Azerbaycan’ı. Bakü dışında görülebilecek yerler Guba, Qusar, Şeki,
Nabran, Qebele, Mingeçevir ve eski binaları açısından Gence sayılabilir.
Yollar ise Rusun zamanından kalma, eski ve kontrol yapan polislerle
dolu. Yeni yollar 20 yıllık bir plan dahilinde hızla yapılıyor ve
peyderpey açılıyor.
Azerbaycan, 1990’lı yıllardaki yardıma muhtaç bir ülke
konumundan çoktan çıkmış. Türkiye’nin kısıtlı devlet bursu ile
çocuklarını okutmaya çalışan bir Azerbaycan artık yok. Azerbaycan
vatandaşları tatillerini Türkiye’de geçirmeye ve yerleşmeye başlamışlar.
Yakın zamana kadar yılda ortalama 450 bin Azerbaycanlı dışarıya turist
olarak seyahat ediyorken 2011 yılında 578 bin, 2012 yılında 591 bin
Azerbaycanlı turist Türkiye’ye gitti . Kaymak tabaka olarak
adlandıracağımız zengin Azerbaycanlı turistlerin sayısı ise yaklaşık 50
bin civarında. Bunlar yüzünden Azerbaycan’dan her gelen Türkiye’de
peşinen zengin olarak mütalaa ediliyor. Azerbaycanlılar tatil olarak en
fazla Gürcistan’ı sonra da Türkiye’yi tercih ediyor. İstanbul, Antalya
ve yeni yeni de Didim’e, Muğla’ya gitmek prestij sayılıyor. 2012 ‘nin
ilk 11 ayında 4 binin üzerinde Azerbaycan vatandaşı sağlık hizmeti için
Türkiye`deki hastanelere başvurdu.
FlyDubai uçak şirketinin başlattığı rekabete Azerbaycan
Havayolları Azal’ın da mecburen uyması sayesinde Dubai de dış ziyaret ve
alışveriş yeri haline geldi.
Bakü’de oturmanın en avantajlı yanı elverişli bedelle özel
ders almaktır. Özellikle evde oturan bayanlar, okulda okuyan öğrenciler
bu fırsatı kaçırmamalılar. Azerbaycan Türkçesini tam öğrenmek için
temel Rusça’yı bilmek şart. Ancak Rusça öğrenmek sabır ve sebat işi,
mutlaka çalışma ve zaman istiyor. Özellikle gramer açısından Huraman
hoca tavsiye edilir (055 3807816).
TEMİZ TÜRK
Azerbaycan Türkleri
Türkiye’deki bölücü terörden hiç hoşlanmıyorlar. Bunu yapanları Kürt
olarak nitelendiriyorlar. Yani Kürt – PKK ayırımı yapmıyorlar. Bize de
kuşku duyup sıkça etnik arka planımızı soranlar oluyor “Siz Təmiz Türkseniz?” Yani işin açıkçası “Kürt’müyüz”
öğrenmek istiyorlar. Diyelim ki Türkiye’deki bölücülük Azerbaycan’da
olsa ülkede bir tane Kürt kalmazdı. Nitekim Ermenilerin Azerbaycan
topraklarının beşde birini işgalinden sonra Azerbaycan’ın işgal altında
olmayan topraklarında bir tane Ermeni kalmamış. Türkiye’nin bölünme
ihtimali Azerbaycanlıları derin derin düşündürüyor. Zira
güvenebilecekleri tek ülke Türkiye’nin zayıflamasının ucunun kendilerine de dokunacağına inanıyorlar.
Dedikleri şu: "Azerbaycan için en önemli ülke Türkiye’dir. Ne Amerika ne Rusya ne İran. Türkiye’nin dış politikada yaşadığı sorunlardan da en çok etkilenecek ülkelerden biri biziz...Türkiye’nin bölgede ağırlığını yitirmesinden korkuyoruz...Ankara’nın diplomaside gerilemesi halinde Azerbaycan üzerinde başka ülkeler etkili olmaya başlar. Ve Türkiye tekrar toparlanıncaya kadar biz bunlara ne kadar dayanırız bilmiyoruz...Bizim güçlü Türkiye’ye çok daha fazla ihtiyacımız olacak. Ankara’nın bu dönemi atlatıp toparlanmasını o yüzden de dört gözle bekliyoruz." http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/24811626.asp
ŞEKİL (FOTOĞRAF) ÇEKERKEN DİKKAT!
İlk gelişimin ertesi günü Bakü sokaklarını gezerken kaldırımları temizleyen yaşlı kadınları ilginç bulup onları rahatsız etmeden uzaktan teleobjektifle çekmek istiyorum. Ancak gün ışığının fazlalığı yüzünden ayar uzuyor. Bu arada bir polis önce düdük çalıp sonra koşarak yanıma geliyor, fotoğraf çektiğimi zannederek kızıyor. Çekmediğimi anlatıyorum ve çekilen pozları gösteriyorum. Neyse Türk olduğumu anlayınca, yanımda eşim de olduğundan fazla ısrarcı olmuyor. Bundan da Türklerin iltimaslı olduğunu anlıyorum. Bu arada oradan küçük kızıyla geçmekte olan orta yaşlı bir Azerbaycanlı kadın burada dövlet binalarının şeklini (fotoğrafını) "çekebilemezsiniz" diyor. "Manzara?" diyoruz, "o olar" cevabını veriyor. Fotoğraf ve film çekemeyeceğiniz başka yerler de metro ve petrol kuyuları. TRT bile bir tek kuyunun çekimi için izin alamadı. Ben de bir kere yol inşaatımızın olduğu bölgede çoğu artık çalışmayan petrol kuyularının olduğu bir arazinin panoramik fotoğrafını çekerken nereden, nasıl geldiğini anlamadığım iki kişi tarafından engellendim. Çektiğim 2 resmi sildirdiler. Komünist dönem kalıntıları herhalde. Aklınızda olsun objektifiniz devlet binalarından, petrol kuyularından uzak dursun, metroda kapalı olsun benim kadar şanslı olmayabilirsiniz.
PUL KÖÇÜRME (PARA TRANSFERİ)
Azerbaycan'da çalışma izniniz yoksa hesap açamazsınız, para transferi yapamazsınız. Çalışma izninizi aldıktan sonra maaşınızdan BANKANIN ELİNDE DÖVİZ VARSA transfer yapabilirsiniz ya da dövizinizi "bulabilirseniz" kendiniz elden bankaya getirip transfer yapabilirsiniz. BANKA GÜNLÜK TRANSFER MİKTARINA LİMİT KOYABİLİR.
Parayı Azerbaycan dışında kendi adınıza olan bir hesaba (ortak da
olabilir) ya da eşiniz-çocuğunuz hesabına gönderebilirsiniz. Eşe
gidiyorsa evlilik cüzdanı çocuğa gidiyorsa nüfus kayıt belgesini vermek
zorunluluğu var. Transfer edilen paranın dışardaki hesaba yatması 1-2
gün alabiliyor. Normal bir maaş transferinde Azerbaycan dışı banka
komisyonları (aracı banka ve Türk bankası) 45 $ civarında ve gittiği
yerde transfer ettiğiniz tutardan kesiliyor, Azerbaycan içi banka
komisyonu ise 30 $ dan aşağı olmamak üzere % 0.5 (KOMİSYON GİTTİKÇE ARTIYOR).
Bankanın uzun süre müşterisiyseniz komisyonu 20 $'a düşürttürme
ihtimali var. Maaş bankaya yattıysa vergileri de hesabınızdan kesiliyor.
Kimi yabancı şirketler yabancı çalışanlarının maaşlarının tamamını yurt
dışında ödüyor.
Hesabınız bir süre iyi işlem görmüşse kredi kartı alabilirsiniz. Gelişmiş olmasa da sadece ekstreyi görecek kadar internet erişimi de sağlanıyor. Ayda 1.2 AZN SMS parası kesiliyor (artmış olabilir).
Boşuna SMS istemem demeyin, kabul etmiyorlar. Bir nevi aidat sayılıyor.
Bu kredi kartı bazen AZAL web sayfasında kabul edilmiyor.
EHLİYET
Maşın (araba) kullanmak için şimdilik Türk ehliyeti yetiyor. Ayrıca international driving licence, sınav vb gerekmiyor. Araba, kullanan şahsa ait değilse araba sahibinden ya da rent a car araba kiralayan şirketten yazılı "etibarname" yani kullanım izni almak gerekiyor. Araba şirket değil şahıs malıysa itibarname noterden verilmek zorunda. İlerde ülkede 1 yıldan fazla kalanların sınava girip Azerbaycan ehliyeti almaları uygulaması olacağı söyleniyor.
Dışardan getirilen mobil cihazların kaydı
Dışardan getirilen cep telefon cihazlarına takılan Azeri sim kartları bloke edilebilir. Bu yüzden kaydettirmek gerekiyor. Kayıt ücreti 20 -150 AZN arası cihazın pazar değerine göre. Bilgiler için tıklayın: http://imei.az/ tel: (012) 157
TAŞINMA
Türkler genelde eşyalı evlerde oturuyorsa da taşınma gerekirse:http://www.yuktaksisi.az/Ayrıca ACE Caspian ile Gençlikte Teymur Aliyev'de Global Link de varmış.
VİZE
Azerbaycan Türk vatandaşlarına vizeyi kaldırdı. Umuma mahsus pasaportlu
Türk vatandaşları 1 ay Yeşil pasaportlular 3 ay kalabiliyorlar. Bu konuda daha geniş açıklamalar için TIKLAYIN
Azerbaycan - Nahçıvan
İran Azerbaycan'ı tehdit ediyordu. "Türkiye'ye vizeyi kaldırırsanız Nahcivan koridorunu kapatırız" diye. Nahcivan koridoru Azerbaycan açısından çok önemli. Azerbaycan Ermenistan ile savaş halinde olduğundan topraklarının bir parçası olan Nahçivan’a karayoluyla ancak İran üzerinden ulaşabiliyor hem de vizesiz.
Azerbaycan'ın en çok çekindiği şey İran'ın kendi Şii-İslam devrimini Azerbaycan'a ithal etmesi. İran siyaseten Acem ve Şii değerlerini öne çıkarıyor, Azerbaycanlıların İran'dan çok farklı olan kültürel benliklerini Şiilik şemsiyesi altında eritmeye yönelik bir politika izliyor. Azerbaycanlılar ise hiçbir zaman öz Şii unsurlarını ön plana çıkarmıyorlar hatta hiç çıkarmıyorlar bile denebilir. Vizesiz kontrolsüz girişlerle İran Şii propagandalarının, etkilerinin kolaylaşacağı endişesi Bakü yönetimine hakim olmuş. Güney Azerbaycan yani İran'ın kuzey bölgesinde kimine göre 13 kimine göre 25 milyon Azerbaycanlı'nın yaşadığı da düşünülürse. Bu da Kuzey Azerbaycan'daki ırkdaşlarından fazla bir kitle demek.
TÜRK RESTORANLARI
Türk lokantaları ve cafeleri ayrı bir sayfada anlatılmıştır. Okumak için lütfen tıklayın:http://wp.me/PAexV-351
AZERBAYCAN YEMEKLERİ
Yurt dışında, Türk yemeklerine yakınlığı açısından bulunması bir şans olan Azerbaycan yemekleri ayrı bir sayfada anlatılmıştır. TIKLAYIN
Bülent Pakman. Ekim 2010. Son güncelleme Eylül 2016. İzin alınmadan, aktif link verilmeden yayımlamaz, alıntı yapılamaz.
Azerbaycan'da Kimlik ve Dil
YANLIŞ: Türkiye'de Azerbaycan Türklerine "Azeri" konuştukları dile de "Azerice" denmektedir. Azerbaycan resmi politikasında bu tanımlar "Azerbaycan Halkı", "Azerbaycanlı" ve "Azerbaycan'ca", "Azerbaycan Dili" şeklindedir. Bunlar külliyen yanlıştır.
Bir: Azerbaycan bir coğrafya ismidir, millet değil, Ayrıca soyu bilinen, kendine has dili olan halklar coğrafi adlarla kimliklendirilemezler. İki:Azeriler İran'da yaşayan küçük bir etnik topluluktur.Azeri sözcüğü, ilk defa olarak, tarihin en azılı Türk düşmanı Stalin, daha sonra ise hasta beyinli İran-Fars şovenistleri tarafından, Azerbaycanlıların Türklük şuurunu yok etmek, unutturmak için uydurulan sahte bir kimliktir. Eğer Ruslar, Çarlık ve Sovyet dönemlerinde Allah korusun Anadolu ya hakim olsalardı, orada da benzeri şekilde Egeli, Karadenizli ve İzmirli diye uyduruk milletler ve kimlikle yaratmaya çalışırlardı.
DOĞRU: "Azerbaycan Türkleri" ve "Azerbaycan Türkçesi".
Kurtlar olur çobanların koyunu İtten öğrenirse, kendi soyunu “Azerilik” komunizmin oyunu Azeri değiliz, Türk oğlu Türk’üz!
Bahtiyar VAHAPZADE
Günlüklerimizde arada Azerice ve Azeri kelimelerinin kullanılmasının sebebi arama motorlarında daha çok o şekilde bulunabilmesindendir.
AZERBAYCAN GÜNLÜKLERİ:
Bakü’ye gelmeyi düşünen “özellikle beyaz yakalı” Türk vatandaşlarına yardım için şahsi görüşler yanında bazı bölümleri kaynakları verilmiş yorumlu-yorumsuz alıntılarla derlenmiştir, tenkidi (eleştirel) ya da başka hiç bir amacı yoktur. Yaşanmakta olan hızlı gelişimler sonucu çok şeyin değişmekte, güncelliğini yitirmekte olduğu da göz önüne alınmalı, burada yazılan her şeyin doğru ve aktüel olduğu düşünülmemelidir. Kelimelerin çoklu anlamlarında ve ifadelerde tam bilgi sahibi olunmadan değerlendirmeler yapılması da yanlış anlamalara sebep olabilir.
Başka yerlerde bana ait olarak gösterilen yazılarla ilgim yoktur. Özellikle fotolar eklenmiş, orası-burası, fotoları, alıntıları, linkleri silinmiş olanlarla. Özgün yazılarım sadece buradadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder