30 Ağustos 2009 Pazar

Hz. İsa

Hz. İsa Nereden geldi?

Hz. İsa ve Hz. Meryem ile ilgili önemli olaylara günümüzün teknoloji ve bilimsel düzeyiyle farklı bakış açıları ile bakmak artık mümkün. Daha 20 yıl önce bir bakirenin ilişkisiz hamile kalması aklın kabul edemeyeceği bir olguydu. Bugün ise yapay döllenme ile bunlar gerçek olmuştur. O halde Hz. İsa, o zaman yüksek bilim ve teknolojilere sahip  dünya dışı başka bir boyuttan gelenler tarafından yapay döllenme yoluyla hamile bırakılan Meryem tarafından doğurulmuş olabilir.  Bu dinsel inanışlar ile de örtüşmektedir. Bakınız Kuran ne diyor:

"Vezkur fil kitâbı meryem(meryeme), izintebezet min ehlihâ mekânen şarkıyyâ(şarkıyyen). Fettehazet min dûnihim hicâben fe erselnâ ileyhâ rûhanâ fe temessele lehâ beşeren seviyyâ(seviyyen). Kâlet innî eûzu bir rahmâni minke in kunte tekıyyâ(tekıyyen). Kâle innemâ ene resûlu rabbiki li ehebe leki gulâmen zekiyyâ(zekiyyen). Kâlet ennâ yekûnu lî gulâmun ve lem yemsesnî beşerun ve lem eku bagıyyâ(bagıyyen). Kâle kezâlik(kezâliki), kâle rabbuki huve aleyye heyyin(heyyinun), ve li nec’alehû âyeten lin nâsi ve rahmeten minnâ, ve kâne emren makdıyyâ(makdıyyen). Fe hamelethu fentebezet bihî mekânen kasıyyâ(kasıyyen). Kitapta Meryem’i de an. Hani o ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir mekana çekilmişti. Onlarla arasına bir perde çekilmişti. Biz de ruhumuzu ona göndermiştik de o kendisine sapasağlam bir insan şeklinde görülmüştü. Meryem demişti ki: Ben senden Rahman’a sığınıyorum. Takva sahibi biriysen dikkatli ol.

Dedi: “Ben sadece Rabbin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için buradayım”. Dedi benim nasıl oğlum olur; bana herhangi bir insan dokunmadı. Ben bir kahpe de değilim”.

Dedi: İşte böyle!  O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu”.

Ona gebe kaldı. Ardından da onunla uzak bir mekana çekildi. Meryem 16-22.
Bu ayetlerden Meryem’in "cinsel ilişkisiz" hamile  kalmasını sağlayacak bir görevli gönderildiği anlaşılıyor.  Bu görevlinin insan şeklinde görünmesinden  insan olmadığı ya da en azından dünyalı olmadığı da kesin. Bu varlık meallerde "Ruh" olarak geçmektedir. Bilindiği gibi ruh dinsel açıdan cisimden ayrı bir varlık olarak kabul edilir. Yani her halukarda bu varlığın başka bir boyuttan geldiği kesindir. Işınlanma ile birden ortaya çıkmış da olabilir. Bu varlığa uzaylı da denebilir. Ama extra terrestrial yani dünya dışı olduğu kesindir.

Meryem'e cinsel açıdan dokunmadığı da belirtilmektedir (tertemiz bir oğlan bağışlamak). Kuran’da Yahudilerin Meryem’e bu konuda (yani hamile kalışı) iftira attıkları işaret edilmektedir:

başlarına gelenler …..Küfürleri yüzünden, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzündenNisa 155-156

Hz. İsa’nın üstün bir insan olması da (bir yanağına vurana öteki yanağını çevir diyecek kadar) uzaylı genleri ile açıklanabilir. Zaten yukarıdaki ayetlerde İsa’nın insanlara mucizelerini gösterecek özelliklere sahip olmasının istendiği de ifade edilmektedir. "...insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir". Hz. İsa, Esenilerin bitkilerle, taşlarla, manyetik ve ruhsal tedavi tekniklerinin birçoğunu kullanmıştır. İsa'nın karşısındaki kişilerin zihinlerini okuyabilecek kadar güçlü bir telepati yeteneğine Kuran'da şöyle işaret edilmiştir:

"Ve resûlen ilâ benî isrâîle ennî kad ci’tukum bi âyetin min rabbikum, ennî ehluku lekum minet tîni ke heyetit tayri fe enfuhu fîhi fe yekûnu tayran bi iznillâh(iznillâhi), ve ubriul ekmehe vel ebrasa ve uhyîl mevtâ bi iznillâh(iznillâhi), ve unebbiukum bi mâ te’kulûne ve mâ teddehırûne, fî buyûtikum inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne). "Onu, Beniisrail’e şöyle konuşan bir resul yapacak: “Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde birşey yapar, ona üflerim de Allah’ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah’ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır.” Ali İmran 49.

Duanın temeli düşünce gücünün konsantrasyonuna dayanır. İsa'da bu şekilde düşünce enerjisini konsantre ederek canlı ve cansız maddeler üzerine etki edebiliyordu. Levitasyon yeteneği yerden yükselme ve su üstünde yürüyebilme yeteneklerine de sahip olması kanımızca İsa'nın uzaylı genleri ile mümkün olmuştur.

Dünya dışı, dünyaya başka bir boyuttan gelen  varlıkların o sıralarda Filistin’e gelip gitmeleri İsa’nın doğumundan önce görülen ve mucize denilen bazı göksel olayların da açıklaması olabilir. Uzaylıların o devirlerde Filistindeki etkilerini çok açık şekilde “Eski Ahit” anlatmaktadır. Örneğin Lut peygamberi ziyarete gelen misafirler erkeklerin açık tenli, kılsız ve çok güzel olmaları Sodomluları kendilerinden geçirmiş ve Lut peygamberin kapısına dayanmışlar. Lut Peygamber ise misafirlerini kurtarmak için onların yerine kendi kızlarını teklif etmiş. Ama Sodom’luların kızlara meraklı olmadıkları malum. Sonunda bu misafirler Lut’a “Gün ağarınca aileni alıp dağa çık, buradan uzaklaşın ve sakın kimse dönüp geriye bakmasın” demişler. Lut denileni yapmış ancak karısı duyduğu sesi merak edip geriye bakmış ve kör olmuş. Bunlar Sodom’a günümüz bilgi düzeyiyle nükleer  ya da daha ağır etkili bir bomba atıldığını göstermektedir. O devirde Sodom’un gürültülü, gözleri kör eden bir olayla bir anda yok olması bu şekilde açıklanabilir. DAHA GENİŞ AÇIKLAMA İÇİN BAKINIZ.

Hz. İsa’nin ölüleri diriltmesi ve diğer mucizevi kudretleri elinde ya da arkasında güçlü bir teknoloji ile de mümkün olabilir. Örneğin ölüyü diriltmesi olayında ışınlanma yoluyla uzay gemisinden birisi gönderilmiş olabilir. Bu gönderilen belki de ölünün benzeri olarak meydana getirilmiş klonlama ya da bir android idi. Onun da extra terrestrial (dünya dışı) olduğunu söyleyebiliriz.

Düne kadar resim derslerimizde rahmetli hocamız ünlü ve değerli ressamlarımızdan Eşref Üren’in İsa, Meryem,Yusuf ve bakirelik hakkında dalga geçmelerine herkes gibi ben de gülerdim. “Yahu babasız dünyaya gelinirmiymiş, çocuk doğuran bakire kalırmıymış? İşte din böyle, doğmalarla dolu, mantıksız, saçma” der geçerdim.  Zira açıklama bulamazdım. Ama günümüzde uzay, mikro enjeksiyon, klonlama çağında biraz düşününce, parçaları birleştirince ve de artık Kur'an’ı iftar öncesi, ölülerin ardından, mevlitlerde Arapça anlamadan okumak yerine  Türkçesinden okuyup anlamaya çalışınca ortaya bunlar çıkabiliyor.

Hz. İsa Öldü mü?

Kuran’da İsa’nın değil bir başkasının çarmıha gerildiği çok belirgin şekilde yazılıdır:

"Ve kavlihim innâ katelnâl mesîha îsâbne meryeme resûlallâh (resûlallâhi), ve mâ katelûhu ve mâ salebûhu ve lâkin şubbihe lehum. Ve innellezinahtelefû fîhi le fî şekkin minhu. Mâ lehum bihî min ilmin illâttibâaz zann (zanni), ve mâ katelûhu yakînâ (yakînen). Biz, Allah’ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük demeleri yüzünden. Oysa ki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gönderildi. …Onu kesinlikle öldürmediler.” Nisa 157.

Bu Kur'an ayetinden anlaşıldığına göre İsa değil onun bir benzeri çarmıha gerildi. Peki bu benzer kimin nesidir, oralı mıdır? Kuran onu da açıklıyor; İsa’yı çarmıha germek isteyen Yahudilere gönderilen bir "benzetilen, benzer olarak gösterilen". Peki bu ne olabilir? Bir kere "asıl olmadığı, aslı şekline getirildiği" ve "gönderildiği" kesindir. Kudüsteki hiç bir hıristiyan, havarinin gönderilenden, gönderilmeden haberi yoktur. Böyle bir olay hıristiyan kültürüne geçmemiştir. Öyleyse kim veya ne nereden gönderilmiştir? Gönderildiğine göre dünyalı olamaz, extra terrestrial (dünya dışı) olmalıdır. Meryem’i yapay döllenme ile hamile yapan varlıklar ya da uzaylılar İsa’nın tam bir android ya da klonlanmış benzerini ya da estetikle benzetilmiş birini göndermiş olabilirler.

Peki sonra, "gönderilen" onun yerine çarmıha gerilip ölürken Hz. İsa'ya ne olmuş?

"Bel rafaahullâhu ileyh(ileyhi). Ve kânallâhu azîzen hakîmâ (hakîmen) Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti” Nisa 158

Kuran’a göre Hz. İsa öldürülmemiş, göğe yükseltilmiştir.  Yükseltilme denilerek İsa'nın kendi kendine yükselmediğine, yani bir anlamda ölmediğine işaret edilmektedir. Kendi kendine yükselmediğine göre bir vasıtayla yükseltilmiştir. Peki bir insan o zamanlarda göğe nasıl yükseltilebilir? O zamanlar kanat mı, uçak mı vardı? Demek ki uzaylılar ya da dünya dışı veya madde ötesine ait ileri, belki de başka boyuttan gelen varlıklar nasıl İsa’nın dünyaya gelmesine neden olmuşlarsa ellerindeki böyle teknoloji veya güç sayesinde İsa’yı kurtarmaları da zor olmamıştır.  Uzaylılar/üstün varlıklar İsa’yı kurtarmışsa büyük olasılıkla gemilerine/araçlarına alıp götürmüşlerdir. Kuran’ın bahsettiği “Yükseltme” böyle açıklanabilir. Elbette herşeyde olduğu gibi yükseltmeyi de Allah iradesiyle gerçekleştirmiştir ama mutlaka bu bir vasıtayla olmuştur ve açıklaması olmalıdır. Burada bir astral seyahat akla gelmekteyse de bu ihitimal dışıdır zira astral seyahatte maddi beden yerinde kalmaktadır. Yani bu durumda izafiyet teorisine göre zamanın dünyamıza göre çok yavaş geçtiği bir ortamda Hz. İsa’nın şu anda hayatta olma olasılığı vardır. Aynen çok basit anlatımla ilk “ilk Planet of Apes- Maymunlar Gezegeni” filmindeki dünyaya asırlar sonra fazla yaşlanmadan dönen gemi mürettebatı gibi. 

"İz kâlellâhu yâ îsâ innî muteveffîke ve râfiuke ileyye ve mutahhiruke minellezîne keferû ve câilullezînettebeûke fevkallezîne keferû ilâ yevmil kıyâmeh(kıyâmeti), summe ileyye merciukum fe ahkumu beynekum fîmâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne). Allah şunu da demişti: “Ey İsa senin canını alacağım, seni kendime yükselteceğim; seni inkar edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım. Ve sana uyanları, inkar edenlerin kıyamete kadar üstünde tutacağım. Sonra bana olacak dönüşünüz. Tartışıp durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm vereceğim”. Ali İmran 55.

İsa’nın çarmıha gerilmediği ve göğe yükseltildiği ve canının Allah tarafından alınacağı bu Kur'an ayetinde ifade edilmektedir. İsa’nın ne zaman öleceği, çarmıha gerilmediği halde daha sonra başka bir şekilde ölüp ölmediğine dair Kur'an’dan kesin bir hüküm çıkarılamamaktadır.  Ama onun da bir fani olduğu ve öleceği hatırlatılırken Ayette İsa'nın canının alınacağının gelecek zaman olarak ifade edilmesi de düşündürücüdür. Dediğimiz gibi İsa şu anda bir uzay seyahati yapmakta olabilir. İlginç olan bir başka husus ta bu Kur'an ayetinin ayrıca Hz. İsa'yı kıyamete bağlamış olmasıdır. Bu konuya aşağıda ayrıntılı olarak değineceğiz.

Hıristiyan inançlarında  Hz. İsa'nın  göğe yükseltildiği vardır, ancak müslümanlardan farklı olarak çarmıhta öldürüldükten üç gün sonra diriltilerek.

Bir müslüman Kuran'a inanmak zorundadır ve dolayısıyla İsa'nın çarmıha gerilmediğine de. Bunda müslümanlar arasında tartışma olamaz ve yoktur da.  O halde müslümanın çarmıha gerilmeyen bir Hz. İsa'ya ne olduğunu da kendine sorması gerekir. Göğe neyle, nasıl yükseltilmiştir, yükseltilirken kimse görmemiş midir?  Bu konularda hiçbirşey bilinmiyor, bir bilgi yok.  Bilinen sadece Kuran'a göre göğe "yükseltildiği", dikkat edin yükseldiği değil, yükseltildiği. Demek ki çarmıha gerilmeyen İsa birden bire gözden kaybolmuş veya daha mantıklısı muhtemelen bir benzeri ile eşzamanlı yer değiştirmiş, karşılıklı ışınlanmış. Bunun oluşumunu o zaman kimse anlayamamış. İsa eceliyle ya da başka şekilde ölmüş olsaydı Kuran bunun ipucunu vermez miydi? Diyelim ki bu yer değiştirme sırasında ya da Allah iradesi tarafından göğe çekildikten sonra İsa öldü? Peki göğün neresinde, nasıl ve ne şekilde ölmüş olabilir? Madem hemen ölecekti böyle bir yer değiştirmeye ne gerek vardı? Halbuki Kur'an da İsa'ya ileride önemli görev düştüğüne dair belirgin işaretler mevcuttur:

"İn huve illâ abdun en’amnâ aleyhi ve cealnâhu meselen li benî isrâîl(isrâîle)...Ve innehu le ilmun lis sâati, fe lâ temterunne bihâ vettebiûni, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun) Meryem’in oğlu, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız bir kuldu. ...... O kıyametin kopacağını bildirir; o saatin geleceğinden şüphe etmeyin, Bana uyun, bu doğru yoldur. " (Zuhruf 59, 61)

Kur'an'a göre Hz. İsa kıyametin kopacağını bildirecek. Peki nasıl, öldüyse öteki dünyadan mı? Yaşar Nuri Öztürk mealine göre ise söz konusu 61. Sure  "O Kıyametin kopacağının bilgisidir" şeklindedir. Aradaki fark ayeti “ve innehu le ilmun” yerine “ve innehu lealemun” (muhakkak ki İsa kıyametin alametidir) şeklinde okumanın da mümkün olmasından kaynaklanmaktadır. Her halukarda Hz. İsa bir şekilde kıyametten önce Dünyada söz konusu olacaktır.  Peki nasıl? Kuran'a göre son peygamber Hz. Muhammed olduğuna göre kıyametin kopacağının alameti/bilgisi de olsa olsa Hz. Muhammed'in gelişi olmalıydı, özellikle Hz. Muhammed ahir (son) zaman peygamberiyse. Demek ki Hz. İsa'nın dünyada maddi ya da manevi varlığından sonra kıyamet yaklaşacaktır.

Kur’an, Hz. İsa’nın yeryüzünde insanları aydınlatma devrelerini ikiye ayırır:

"Ve yukellimun nâse fîl mehdi ve kehlen ve mines sâlihîn(sâlihîne). Beşikte ve yetişkin çağında insanlarla konuşacaktır. Barışa ve hayra yönelik iş yapanlardandır."  (Ali İmran 46)

Burada “Kehl” insanın geçirdiği devreler içerisinde en olgunu kabul edilen otuz ile kırk yaş arasıdır. Hz. İsa'nın göğe yükseltildiğinde otuz yaşında olduğu tahmin edildiğinden bu ayete göre bir kaç yıl yaşlanmış olarak geri döneceği yani bu ayetin günümüzden sonrası bir zamana ait bir olayı anlattığı kabulü hayli yaygındır.

1947 yılında, Ölü Deniz Kıyısında Kumran'da, çobanlık yapan bir Bedevi'nin kaybolan hayvanlarını ararken girdiği bir mağarada bulduğu yazmalar Kumran yazmaları olarak anılmaktadır. Yazmalarda  “more hassedek” diye adlandırılan ve Adaletin Efendisi, Adalet Üstadı ya da Adil olan, Adil Efendi diye tercüme edilebilecek bir kişi bulunmaktadır. Bu yazmalara göre Adalet Üstadı, İsa'dan önce 180-60 yılları arasında bir dönemde yaşamış ve ölmüş birisidir. Ancak "dönüşü" beklenmektedir. Burada şaşırtıcı olan Adalet Üstadı ile İsa'nın hayatı ile yukarıda belirtilen Zuhruf 59-61 Sure arasındaki benzerliklerdir.

Ölü Deniz yazmaları arasındaki Habakkuk yorumuna göre, Habakkuk kitabı aslında Adalet Üstadı'nı anlatmaktadır ve zamanın sonunun geldiğini haber vermek de Adalet Üstadı'na düşmüştür: “Ve Tanrı son nesile neler olacağını yazmasını Habakkuk'a bildirdi. Dediklerine gelince; onu okuyan koşsun, bu Adalet Üstadı'nı anlatmaktadır. Tanrı ona peygamberlerin sözlerinin sırrını açıklamıştır. “ Bu bölüm oldukça ilginçtir, çünkü Adalet Üstadı doğrudan Tanrı'dan vahiy alıyor olarak gözükmektedir.

Hadislere Göre

İslam dünyasında bu konuda bazı hadisler rivayet edilmektedir. Hindistan’da yetişmiş Enver Şah Keşmirî (1292-1352 Hicri) Hz. İsa’nın yeniden geleceği hakkında bildirilen bütün hadis-i şerifleri “et-Tasrih bimâ tevâtera fi nuzuli el-Mesih” adını verdiği kitabında bir araya toplamıştır. Kitapta, bu konudaki 100’den fazla mütevatir hadis-i şerife yer verilmiştir. Bu hadislerden bazılarına gelin bir göz atalım:

“Nefsim elinde olana yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa, adil bir yönetici olarak aranıza inecektir. Sonra haçı kıracak, domuzu öldürecek ve harbe son verecektir. O zaman servet öylesine bollaşacak ki, hiç kimse onu kabul etmeyecek ve Allah huzurunda bir secdede bulunmak dünya ve içindekilerden daha hayırlı görülecektir. (Hz. Ebu Hureyre’nin rivayetine göre Buhari: Kitab-ül-Ehâdis’il-Enbiya, Bâbü Nüzûl’i İsa İbn Meryem; Müslim: Bâbü Nüzüli İsa; Ebvâb el-Fiten, Bâbün fi Nüzûli İsa; Müsned-i Ahmed: Merviyyatü Ebi Hureyre)

Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz... Biri de İsa (as)'ın inmesi... (Müslim, Kitabü-l Fiten: 39)

Vallahi Meryem oğlu (Hz. İsa Aleyhisselam), Feccu'r-Ravha nam mevkide, hacc yapmak veya umre yapmak yahut da her ikisini de yapmak için icabet edecektir. (Müslim, Hacc: 216, 1252)

Kıyamet on alamet görülmedikçe kopmaz: Duman, Deccal, Dabbetu'l arz, Güneş'in batıdan doğması, İsa'nın yeryüzüne inmesi... (Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, 5. cilt, s. 362)

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa'nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır... [Buhari, Kitabü'l-Büyu': 102, Mezalim: 31, Enbiya 49; Müslim, İman: 242 (155); Ebu Davud, Melahim: 14 (4324); Tirmizi, Fiten: 54 (2234)]

İsa inecek; emirleri: 'Haydi gel, bize namaz kıldır!' diyecek. Buna karşılık: 'Kiminiz kiminizin emiridir. Bu, Allah'ın bu ümmete bir lütfu keremidir' diyecek. (Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, 5. cilt, s. 380)

Vallahi muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem adil bir hakem, adaletli bir hükümdar olarak inecek... (Sahih-i Müslim bi Şerhin-Nevevi, cilt 2, s.192; Kenzul Ummal, Kitabul-İman, Bab-ı Nüzul-i İsa İbn-i Meryem, 14/332)

İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman sizler nasıl olursunuz?" (Buhari, Enbiya 50, 3265, 3/1272; Müslim, İman: 71,155,1/136; Beyhaki, Esma ve Sıfat: 3265, 2/166).

Onunla (yani İsa Mesih ile) benim aramda peygamber yoktur ve o nüzûl edecektir. Şu halde onu gördüğünüzde tanıyın. Orta boylu, açık tenlidir. İki parçalı sarı bir elbise giymiş olacaktır. Saçları adeta üzerinden su damlıyor gibi olacaktır ama ıslak olmayacaktır. İslâm uğruna hasımlarla savaşacak, haçı kıracak, domuzu öldürecek ve cizyeyi kaldıracaktır. Allah İslâm’ın dışındaki tüm ümmetlere son verecek ve Mesih, Deccâl’ı katledecek ve dünyada 40 yıl kalıp ölecek ve cenaze namazını Müslümanlar kılacaktır." (Ebu Hureyre’nin rivayetine göre: Ebu Dâvud: Kitâb el-Melâhim; Müsned-i Ahmed: Merviyyât-ı Ebû Hureyre).

Bunlar ve bunlar gibi diğer hadislerin sahih (gerçek) olduğu konusunda İslam dünyasında fikir birliği yoktur. Kur'an'da Deccal ve Mehdi kelimelerinin geçmediğine, ki doğrudur, işaret eden Prof. Yaşar Nuri Öztürk gibi bunların İslama  İsrailiyat yani Yahudi etkisinde kalınarak getirildiğini iddia edenler yanında bu hadislerin Tevatür yani içinde yalan ihtimali olmayan ve cemaate dayanan kuvvetli haber olarak kabul edenler de bulunmaktadır. Bu arada  İsrailiyatta Hz. İsa kabul edilmediği için  İsa'nın geri dönüşü inancının da olmadığından  bu inancın Yahudi etkisiyle İslamiyete girmiş olması mümkün değildir.

Prof. Dr. İbrahim Canan bu hadisleri "İnancımıza göre Hz. İsa ölmemiş, semaya çekilmiştir. Cesed-i dünyevisi ile semada yaşamaktadır. Hadisde görüldüğü üzere, kıyamete yakın yeryüzüne inecek, müsbet icraatları gerçekleştirecek: Deccal'in hasıl ettiği manevi tahribatı telafi edecektir..." olarak yorumlamaktadır.

Prof. Yaşar Nuri Öztürk'e göre "hadis bilginleri, İsa’nın geri geleceğine ilişkin hadis patentli sözlerin, hadis kritiği açısından güvene layık olmadığını ifade etmekteler. Bu sözlerin bir tanesinin bile Kur'an’a uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Bir tanesi bile mütevâtır (tarih ve hadis kritiği açısından güvene layık) olmayan bu rivayetler, iman konularında asla kanıt olamazlar. Ne yazık ki, bu gerçek halktan saklanmaktadır.Kaynak

Prof. Abdülaziz Bayındır "bu konuda hadisler uydurulmuştur, hatta Buhari'de başka yerde..." demektedir.

Bu nedenlerle hadis açısından da kesin bir şey söylemek mümkün değildir. İnsan, kendisi akıl yürüterek burada verdiğim Kuran ayetlerini bu hadislerle karşılaştırıp kendisi karar vermek durumundadır. Kişisel görüşümüz bu hadislerin bir ölçüde Kur'an ayetleri ile örtüştüğüdür.

Müslümanlar İsa'ya İnanır mı?

Yukarıdaki ayete (Ali İmran 55) göre Kur'an "İsa'ya uyanları" (dikkat edin inananları değil) diğerlerinden ayıracağına göre  bu uyanlar günümüz Hıristiyanları olamaz. Bu ayette bizce gelecekten bahsedilmektedir. Zira günümüz Müslümanları Hz. İsa'ya inanmakta onu peygamber olarak kabul etmekte ama ona uymamaktadır. Günümüz Müslümanlarının bunun için gerekçeleri şunlardır:  Hıristiyanlık İsa'nın getirdiği din değildir, Aziz Pavlos'un dinidir, ya da Pavlos'un dini haline getirilmiştir, "Allah üçtür" gibi doktrinlerle amacından saptırılmıştır, Hıristiyan dininin mensupları Hz. Muhammed'i kabul etmez hatta onun anti-christ yani deccal olduğunu öne sürer. Hal böyleyken İslam dünyası nasıl olacak da ilerde durup dururken yüzünü İsa'ya dönecek? Hele Hz. Muhammed'i son peygamber olarak kabul eden bir İslam dünyası.

Allah Hz. İsa'ya uyanları, Hz. İsa'yı inkar edenlerden ayıracağına göre bunun anlamı şudur. Müslümanlar da İsa'ya inanacaktır ama hangi İsa'ya? Günümüzde insanlara yanlış şekilde Allah'ın oğlu olarak vb. empoze edilen İsa'ya değil. İnsanları, özellikle müslümanları kendisine inandırması için de İsa'nın reenkarnasyonun değil "kendisinin", yani kendi ölmemiş bedeniyle gelmesi, ve bu şekilde geldiğine de insanların kani olması gerekiyor. Zira müslümanlar dünyaya Hz. Muhammedden sonra doğum yoluyla geldiği aşikar olacak hiçbir peygamberlik iddiasına biat etmezler, etmeyecekler. İslamda son peygamber Hz. Muhammed'dir. Bu nedenle Hz. İsa eğer gelecekse, geldiğinde daha önce ölmediğini, tekrar doğmadığını kanıtlayacak şekilde gelecektir. Bunun da olabilmesi sürpriz şekilde değil bir ön hazırlıkla, bilinçlenmeyle  mümkündür. Yani dünya insanı başka bir boyut ya da dünya varlıklarıyla önceden yakın ilişkiye geçecek onlar dünyayı bu gelişe hazırlayacaklardır. Eldeki verilerle akıl yürüterek böyle bir sonuca varılabilir.

"Ve in min ehlil kitâbi illâ le yu’minenne bihî kable mevtihî, ve yevmel kıyâmeti yekûnu aleyhim şehîdâ(şehîden). Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır" (Nisa 159)

Buradan da görülebileceği gibi müslümanın Hz. İsa'ya inanması ancak Allah'ın oğlu yanlışından arınmasıyla mümkündür. Bunu da bu saatten sonra kendisinden başkası yapamaz.

"Ve yuallimuhul kitâbe vel hikmete vet tevrâte vel incîl(incîle). Ona Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek." (Ali İmran 48)

Kimilerine göre burada Allah'ın Hz. İsa'ya kitabı yani Kur'an'ı öğreteceği anlatılıyor. Hz. İsa dünyadayken Kur'an olmadığına göre bu nasıl olacak?

Hıristiyanlarda da Hz. İsa’nın çarmıha gerilmediğine değinen İncillerin olduğu ancak bunların imha edildiği, saklandığı söylenir.   Bunlara Kayıp İncil, Barnabas İncili deniliyor. Çok ilginçtir ki Barnabas İncili yukarıda Hz. İsa için açıklanan herşeyle tam bir uyum içerisindedir.  Yani Hz. İsa çarmıha gerilmemiş, göğe yükseltilmiş,  Allah iradesiyle ona benzetilen Yehuda o zannedilerek onun yerine çarmıha gerilmiş, bu arada İsa üç günlüğüne geri getirilip Hz. Meryem ve yakınlarıyla görünerek konuşmuş ve tekrar geldiği yere geri götürülmüştür. Barnabas'a göre İsa kıyametten önce  Dünya'ya tekrar kendi bedeninde döneceğini ve hemen hemen Dünyanın sonuna kadar yaşayacağını, aradaki zamanda Muhammed'in Allah'ın elçisi olarak geleceğini haber  vermiştir. Barnabas İncili ile ilgili geniş açıklamaları okumak için TIKLAYIN. Barnabas İncilinin tam metnini okumak  için TIKLAYIN.

İsa gelecekse neden gelecek?

Bu konuda çeşitli beklentiler var. Hz. İsa'nın geleceğine inanan Yahudilerin beklentisi, Tapınak yeniden inşa edilirken karşı koyacak Müslümanlara karşı Hıristiyan-Siyonist ordusunun başına geçip müslümanları yok etmesi,  Hıristiyanlarınki Antichrist'i öldürerek herkesi Hıristiyan yapması. Müslümanlarınki Arafatta namaz kılması, Deccali öldürerek herkesi Müslüman yapması, haçı kırması vb. Bunların hepsi DELİ SAÇMASI, Hz. İsa kişiliğinde birinin yapması mümkün olmayan şeyler. Eğer Hz. İsa gelecekse çok büyük bir kaos ortamında insanların iyiliği için gelebilir. Geldiğinde de eminim ilk işi Hıristiyanlardan kendisini Allah'a eş koştukları için hesap soracaktır.

İslam Düşmanlarının ve Diyalogçuların Tuzağına DİKKAT

Hz. İsa'nın tekrar gelme konusu İslam dışı dünyada saptırılmış ve maksatlı ve çok tehlikeli şekilde İslam aleyhine yöneltilmiştir.

Hıristiyanlar sadece ve sadece, kendi din mensuplarının Hz. Muhammed'i kabul etmelerini önlemek için "İsa tekrar gelecek" savını ortaya atmışlardır. Zerdüştler de aynı gerekçeyle Mehdi gelecek diye bir şey uydurmuşlar.

İsrailiyat İsa’nın beyaz atıyla Kudüs’teki Süleyman tapınağına ineceğini iddia eder.   Süleyman Tapınağı ortada olmadığına sadece bir duvarı kalmış olduğuna göre Hz. İsa nasıl gelecek?  Demek ki Tapınağı yeniden inşa etmek gerekiyor. Yoksa buna inananlar İsa'nın gelmesini bekleyip duracaklar.  Ancak ortada çok çok büyük bir engel var.  Zira Tapınağı inşa etmek için üzerine sonradan oturtulan müslümanların ilk Kabesi olan Mescidi Aksa’yı ve yanındaki Kubbe-tüs Sahrayı yıkmak gerekiyor. Onları yıkmak için ise önce İslam dünyasını yok etmek, bu zor olacağından hiç olmazsa pasifize etmek gerekiyor. Bunu yapmak için de siyonist-haçlı ittifakının bütün gücüyle çalıştığı, Tapınak şövalyeleri,  onların bayrağını devralarak tapınak duvarcılarından ve onların piri Hiram Ustadan günümüze gelen Masonlar, Opus Dei, gibi örgütlerin onlara destek verdiği de iddia ediliyor. Örneğin:

"KIRIKKALE'de, cuma namazı çıkışı vatandaşlar, İsrail’i protesto etti. Grup adına açıklama yapan MUSTAT Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Altundağ, siyonist Yahudilerin Mescid- i Aksa ve Kubbe’tüs Sahra’yı yıkıp Harem- i Şerif üzerinde Süleyman Mabedi’ni inşa etmek istediğini söyledi...........“Müslümanların ilk kıblesi, efendimizin miraca çıktığı yer olan Kudüs’ün yahudileştirilmesine ve Mescid-i Aksa’nın yıkılmasına asla boyun eğmeyeceğiz” dedi." Tamamı için bkz. Kaynak

Bunlar iddia olabilir ama gidişat, İsrail’in kurulması, genişlemesi, Arap İsrail savaş ve mücadeleleri, Afganistan, Irak işgali, Ilımlı İslam, BOP Büyük Orta Doğu Projesi, ABD ve İsrail’in İran’a saldırı planları birçok Arap ülkesinin Arap Baharı planıyla hem siyasi hem askeri açıdan ABD güdümüne girmesi vb. sanki bu senaryoyu doğrular nitelikte.

İsrailiyat kendi ırkından bir kurtarıcının, Mesih'in geleceğine inanır, her ne kadar gecikmiş olsa da. İsa'yı kabul etmeyen bir toplumun İsa'yı bu kurtarıcının yerine koymasının çelişkisi bunu tamamen Hıristiyan dünyasının şimdilik gözünü boyamak için yaptıklarının göstergesidir.

Aşağıda ayrıntılı anlatıldığı gibi Diyalogçular  da Haçlı-Siyonist ittifakına bu konuda yardımcı olmaktadırlar.

İslami Kesim, Diyalogçular ve İlahiyatçıların Tutumu

İslam aleminin bir bölümü Hz. İsa’nın tekrar geleceğine inanır. Örneğin "Kıyamete yakın, İsa aleyhisselam, gökten inecek ve Hazret-i Mehdi çıkacak, ictihad yapacaklardır. S. Ebediyye". Bu şekildeki İslam inanışına göre Hz. İsa’nın kendisi gelecek (kimine göre Mehdi bizzat Hz. İsa olacaktır) İslam inanışında adına Deccal denilen (hıristiyanlar buna anti-christ diyorlar ve fanatikleri Hz. Muhammed'in anti-christ olduğuna inanıyorlar) ve o devirde dünyayı alt üst edecek ve muhtemelen kana bulayacak bir belayı öldürecek ve dünyada herkes müslüman (burada aslında kelime anlamıyla müslüman kasdedilmektedir, yani Allah’a teslim olan anlamında) olacak, dünya uzun süre (kıyamete kadar) müreffeh olacaktır. İslam dünyası bu konuda tam fikir birliği içinde değildir. Bir bölümü Mehdi’nin İsa olamayacağına, İsa'nın çarmıha gerilmediğine inanmakla birlikte o sırada ya da sonradan eceliyle öldüğüne inanır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Kuran’da İsa’nın çarmıha gerilmediği açıkca yazılıdır ama sonradan eceliyle öldüğüne dair hiç bir açıklama yoktur. Bir çok şeyde olduğu gibi bunu da insanların düşünüp kendilerinin bulmasını istemiştir. Kimilerine göre Hz. İsa'nın göğe yükseltilmesi onun öldüğü anlamına gelmektedir, ancak şimdi biliyoruz ki her göğe yükselenin ille de ölmesi gerekmiyor. Günümüzde milyonlarca insan balona, uçağa, uzay araçlarına binip göğe yükseltiliyor ama ölmüyor. O zaman da İsa uzay gemisiyle göğe yükselmiş olabilir.

Dinler Arası Diyalogçuların yerli işbirlikçileri Nur cemaatleri de Hz. İsa'nın yeniden geleceğine inanırlar. Hatta yerini bile gösterirler. Şam'daki Beyaz Minare (Emevi) Camii. [youtube http://www.youtube.com/watch?v=VLd5wOPifm4&w=420&h=315] Ancak diyalogçuların kimlerin maşası olduğu göz önüne alındığında bunu ihtiyatla karşılamak gerekir. Bu  "inanış" dan ziyade başka sayfalarımızda ayrıntılı olarak işlediğimiz müslüman alemini ele geçirmeyi amaç edinen Haçlı-Siyonist planı tarafından yürürlüğe konulan diyalog masalının ilk adımıdır. Hz. İsa'nın ölmediğine kendi bedeniyle tekrar gelmesinin mümkün olabileceğine herhangi bir art niyetsiz inanan ya da ihtimal veren Müslümanlar burada çok dikkatli olmak, bu tuzağa alet olmamak zorundadırlar.

Prof. Yaşar Nuri Öztürk'e göre Hz. İsa ölmüştür. Tekrar gelişi söz konusu değildir. Bkz. http://bpakman.wordpress.com/dininanc/islam-dini-sorular-yanitlar/. Hocaya göre Kur’an Mâide Suresi, 117 de Hz.İsa’nın öldüğünü açıkca bildirmektedir.

Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: ‘Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten herşey üzerinde bir Şehid’sin, bir tanıksın.” (Maide 117 Yaşar Nuri Öztürk meali)

Başka meallerde “beni vefat ettirince” yerine “beni içlerinden alınca”, "beni aralarından alınca”, “beni alınca”, “beni aldıktan sonra” denilmekte. Hangisi doğru? Bir de Arapçasına bakalım:

"Mâ kultu lehum illâ mâ emertenî bihî eni’budûllâhe rabbî ve rabbekum, ve kuntu aleyhim şehîden mâ dumtu fîhim, fe lemmâ teveffeytenî kunte enter rakîbe aleyhim ve ente alâ kulli şey’in şehîd(şehîdun)." (Maide 117)

Burada "teveffeyte-nî": "sen beni vefat ettirdin" anlamına geldiği gibi "aralarından aldın" anlamına da gelmektedir. Bunlardan hangisi Nisa 158 e uygun ona da bakalım:

Allah onu kendisine yükseltti” (Nisa 158)

Bu durumda aşağıdaki meal Nisa 158'e daha uygun olmaktadır:  

Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: ‘Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni aralarından alınca yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten herşey üzerinde bir Şehid’sin, bir tanıksın.” (Maide 117)

Kanımca değerli Hoca müslümanların söz konusu diyalogçu tuzağa düşmemesi için o şekilde bir açıklama getirmiştir, ki o açıdan bakıldığında kendisini haklı görmek gerekir. Buna karşılık aklıyla hareket edenler için sorun yoktur. Onlar Hz. İsa tekrar gelecek derken ne tevhidden vazgeçerler ne de dinler arası diyalog tuzağına düşerler.

İsrailiyatın İsa'nın tekrar geleceği inanışını çıkarları doğrultusunda yontarak, kesip biçerek, Hıristiyan dünyasını kendileri ile işbirliği yapmaya yönelterek böylece bir haçlı-siyonist ittifakını kurmayı başardıkları, bu ittifakın hazırladığı planlar doğrultusunda eyleme geçtiği anlaşılmaktadır. Bu konuda olası yanlış anlamaların bertaraf edilmesi lütfen bu yazının devamını da okumanızı önemle rica ederiz  OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ. Bunun yanında İslam dinini ve de onun peygamberini yok sayan ve fanatik Hıristiyanlar, "Kur'an'da Hz. Muhammed son peygamberdir demiyor son nebidir diyor" gibi  gerekçelerle hiç mümkün olmayan, mümkün olmayacak bir şeyi, "Hz. İsa'nın yeniden doğarak yeni bir bedende dünyaya geleceğini empoze etmeye" ve böylece İslam dünyasını kendi peygamberini ve dinini bırakıp Hıristanlığa ve onun peygamberine yöneltmeye, İslam dininin içine soktukları Truva atlarını da kullanarak, çalışıyorlar.  Bu tuzağa ve oyuna da çok dikkat etmek gerekir. Prof. Yaşar Nuri Hoca'nın yorumları ve uyarıları bu yöndedir. Müslüman olup Hz. İsanın beyaz minareye ineceğini öne sürenlerin beyaz minareden kasdettikleri uşaklıklarını yaptıkları Beyaz Saray'dan başka birşey değildir. [youtube http://www.youtube.com/watch?v=Hzp4GXH9m1k&w=420&h=315] Prof. Abdülaziz Bayındır Hoca da Hz. İsa gelip de ne yapacak diyor. Evet bu günümüz için doğru. Ama bundan 100-500-1000 yıl sonra ve/veya kıyamet yaklaşırken Dünya ne günde olacak acaba?

Bülent Pakman, Ağustos 2009. Son güncelleme Şubat 2014. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden kısmen veya tamamen alıntılanamaz.

İnanca  ilişkin yazılarımız:

Twitter Widgets Facebook Widgets
Abu Dhabi 2013
Abu Dhabi Şeyh Zayed Camii 2013

Bülent Pakman kimdir    http://bpakman.wordpress.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder