Hz. İsa Nereden geldi?
Hz.
İsa ve Hz. Meryem ile ilgili önemli olaylara günümüzün teknoloji ve
bilimsel düzeyiyle farklı bakış açıları ile bakmak artık mümkün. Daha 20
yıl önce bir bakirenin ilişkisiz hamile kalması aklın kabul edemeyeceği
bir olguydu. Bugün ise yapay döllenme ile bunlar gerçek olmuştur. O
halde Hz. İsa, o zaman yüksek bilim ve teknolojilere sahip dünya dışı
başka bir boyuttan gelenler tarafından yapay döllenme yoluyla hamile
bırakılan Meryem tarafından doğurulmuş olabilir. Bu dinsel inanışlar
ile de örtüşmektedir. Bakınız Kuran ne diyor:
"Vezkur fil kitâbı meryem(meryeme), izintebezet min ehlihâ mekânen şarkıyyâ(şarkıyyen). Fettehazet
min dûnihim hicâben fe erselnâ ileyhâ rûhanâ fe temessele lehâ beşeren
seviyyâ(seviyyen). Kâlet innî eûzu bir rahmâni minke in kunte
tekıyyâ(tekıyyen). Kâle innemâ ene resûlu rabbiki li ehebe leki gulâmen
zekiyyâ(zekiyyen). Kâlet ennâ yekûnu lî gulâmun ve lem yemsesnî beşerun
ve lem eku bagıyyâ(bagıyyen). Kâle kezâlik(kezâliki), kâle rabbuki huve
aleyye heyyin(heyyinun), ve li nec’alehû âyeten lin nâsi ve rahmeten
minnâ, ve kâne emren makdıyyâ(makdıyyen). Fe hamelethu fentebezet bihî
mekânen kasıyyâ(kasıyyen). Kitapta Meryem’i de an. Hani o ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir mekana çekilmişti. Onlarla
arasına bir perde çekilmişti. Biz de ruhumuzu ona göndermiştik de o
kendisine sapasağlam bir insan şeklinde görülmüştü. Meryem demişti ki:
Ben senden Rahman’a sığınıyorum. Takva sahibi biriysen dikkatli ol.
Dedi:
“Ben sadece Rabbin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için
buradayım”. Dedi benim nasıl oğlum olur; bana herhangi bir insan
dokunmadı. Ben bir kahpe de değilim”.
Dedi:
İşte böyle! O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir
mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir
bu”.
Ona gebe kaldı. Ardından da onunla uzak bir mekana çekildi.” Meryem 16-22.
Bu
ayetlerden Meryem’in "cinsel ilişkisiz" hamile kalmasını sağlayacak
bir görevli gönderildiği anlaşılıyor. Bu görevlinin insan şeklinde
görünmesinden insan olmadığı ya da en azından dünyalı olmadığı da
kesin. Bu varlık meallerde "Ruh" olarak geçmektedir. Bilindiği gibi ruh
dinsel açıdan cisimden ayrı bir varlık olarak kabul edilir. Yani her
halukarda bu varlığın başka bir boyuttan geldiği kesindir. Işınlanma ile
birden ortaya çıkmış da olabilir. Bu varlığa uzaylı da denebilir. Ama
extra terrestrial yani dünya dışı olduğu kesindir.
Meryem'e
cinsel açıdan dokunmadığı da belirtilmektedir (tertemiz bir oğlan
bağışlamak). Kuran’da Yahudilerin Meryem’e bu konuda (yani hamile
kalışı) iftira attıkları işaret edilmektedir:
“başlarına gelenler …..Küfürleri yüzünden, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden” Nisa 155-156
Hz.
İsa’nın üstün bir insan olması da (bir yanağına vurana öteki yanağını
çevir diyecek kadar) uzaylı genleri ile açıklanabilir. Zaten yukarıdaki
ayetlerde İsa’nın insanlara mucizelerini gösterecek özelliklere sahip
olmasının istendiği de ifade edilmektedir. "...insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir". Hz.
İsa, Esenilerin bitkilerle, taşlarla, manyetik ve ruhsal tedavi
tekniklerinin birçoğunu kullanmıştır. İsa'nın karşısındaki kişilerin
zihinlerini okuyabilecek kadar güçlü bir telepati yeteneğine Kuran'da
şöyle işaret edilmiştir:
"Ve
resûlen ilâ benî isrâîle ennî kad ci’tukum bi âyetin min rabbikum, ennî
ehluku lekum minet tîni ke heyetit tayri fe enfuhu fîhi fe yekûnu
tayran bi iznillâh(iznillâhi), ve ubriul ekmehe vel ebrasa ve uhyîl
mevtâ bi iznillâh(iznillâhi), ve unebbiukum bi mâ te’kulûne ve mâ
teddehırûne, fî buyûtikum inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum
mu’minîn(mu’minîne). "Onu,
Beniisrail’e şöyle konuşan bir resul yapacak: “Şu bir gerçek ki, ben
size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde
birşey yapar, ona üflerim de Allah’ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve
abraşı iyileştirir, ölüleri Allah’ın izniyle diriltirim. Evlerinizde
yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer
inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır.” Ali İmran 49.
Duanın
temeli düşünce gücünün konsantrasyonuna dayanır. İsa'da bu şekilde
düşünce enerjisini konsantre ederek canlı ve cansız maddeler üzerine
etki edebiliyordu. Levitasyon yeteneği yerden yükselme ve su üstünde
yürüyebilme yeteneklerine de sahip olması kanımızca İsa'nın uzaylı
genleri ile mümkün olmuştur.
Dünya dışı,
dünyaya başka bir boyuttan gelen varlıkların o sıralarda Filistin’e
gelip gitmeleri İsa’nın doğumundan önce görülen ve mucize denilen bazı
göksel olayların da açıklaması olabilir. Uzaylıların o devirlerde
Filistindeki etkilerini çok açık şekilde “Eski Ahit” anlatmaktadır.
Örneğin Lut peygamberi ziyarete gelen misafirler erkeklerin açık tenli,
kılsız ve çok güzel olmaları Sodomluları kendilerinden geçirmiş ve Lut
peygamberin kapısına dayanmışlar. Lut Peygamber ise misafirlerini
kurtarmak için onların yerine kendi kızlarını teklif etmiş. Ama
Sodom’luların kızlara meraklı olmadıkları malum. Sonunda bu misafirler
Lut’a “Gün ağarınca aileni alıp dağa çık, buradan uzaklaşın ve sakın
kimse dönüp geriye bakmasın” demişler. Lut denileni yapmış ancak karısı
duyduğu sesi merak edip geriye bakmış ve kör olmuş. Bunlar Sodom’a
günümüz bilgi düzeyiyle nükleer ya da daha ağır etkili bir bomba
atıldığını göstermektedir. O devirde Sodom’un gürültülü, gözleri kör
eden bir olayla bir anda yok olması bu şekilde açıklanabilir. DAHA GENİŞ AÇIKLAMA İÇİN BAKINIZ.
Hz.
İsa’nin ölüleri diriltmesi ve diğer mucizevi kudretleri elinde ya da
arkasında güçlü bir teknoloji ile de mümkün olabilir. Örneğin ölüyü
diriltmesi olayında ışınlanma yoluyla uzay gemisinden birisi gönderilmiş
olabilir. Bu gönderilen belki de ölünün benzeri olarak meydana
getirilmiş klonlama ya da bir android idi. Onun da extra terrestrial
(dünya dışı) olduğunu söyleyebiliriz.
Düne
kadar resim derslerimizde rahmetli hocamız ünlü ve değerli
ressamlarımızdan Eşref Üren’in İsa, Meryem,Yusuf ve bakirelik hakkında
dalga geçmelerine herkes gibi ben de gülerdim. “Yahu babasız dünyaya
gelinirmiymiş, çocuk doğuran bakire kalırmıymış? İşte din böyle,
doğmalarla dolu, mantıksız, saçma” der geçerdim. Zira açıklama
bulamazdım. Ama günümüzde uzay, mikro enjeksiyon, klonlama çağında biraz
düşününce, parçaları birleştirince ve de artık Kur'an’ı iftar öncesi,
ölülerin ardından, mevlitlerde Arapça anlamadan okumak yerine
Türkçesinden okuyup anlamaya çalışınca ortaya bunlar çıkabiliyor.
Hz. İsa Öldü mü?
Kuran’da İsa’nın değil bir başkasının çarmıha gerildiği çok belirgin şekilde yazılıdır:
"Ve
kavlihim innâ katelnâl mesîha îsâbne meryeme resûlallâh (resûlallâhi),
ve mâ katelûhu ve mâ salebûhu ve lâkin şubbihe lehum. Ve
innellezinahtelefû fîhi le fî şekkin minhu. Mâ lehum bihî min ilmin
illâttibâaz zann (zanni), ve mâ katelûhu yakînâ (yakînen). Biz,
Allah’ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük demeleri yüzünden.
Oysa ki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer
gönderildi. …Onu kesinlikle öldürmediler.” Nisa 157.
Bu
Kur'an ayetinden anlaşıldığına göre İsa değil onun bir benzeri çarmıha
gerildi. Peki bu benzer kimin nesidir, oralı mıdır? Kuran onu da
açıklıyor; İsa’yı çarmıha germek isteyen Yahudilere gönderilen bir
"benzetilen, benzer olarak gösterilen". Peki bu ne olabilir? Bir kere "asıl olmadığı, aslı şekline getirildiği" ve "gönderildiği"
kesindir. Kudüsteki hiç bir hıristiyan, havarinin gönderilenden,
gönderilmeden haberi yoktur. Böyle bir olay hıristiyan kültürüne
geçmemiştir. Öyleyse kim veya ne nereden gönderilmiştir? Gönderildiğine
göre dünyalı olamaz, extra terrestrial (dünya dışı) olmalıdır. Meryem’i
yapay döllenme ile hamile yapan varlıklar ya da uzaylılar İsa’nın tam
bir android ya da klonlanmış benzerini ya da estetikle benzetilmiş
birini göndermiş olabilirler.
Peki sonra, "gönderilen" onun yerine çarmıha gerilip ölürken Hz. İsa'ya ne olmuş?
"Bel rafaahullâhu ileyh(ileyhi). Ve kânallâhu azîzen hakîmâ (hakîmen) Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti” Nisa 158
Kuran’a
göre Hz. İsa öldürülmemiş, göğe yükseltilmiştir. Yükseltilme denilerek
İsa'nın kendi kendine yükselmediğine, yani bir anlamda ölmediğine
işaret edilmektedir. Kendi kendine yükselmediğine göre bir vasıtayla
yükseltilmiştir. Peki bir insan o zamanlarda göğe nasıl yükseltilebilir?
O zamanlar kanat mı, uçak mı vardı? Demek ki uzaylılar ya da dünya dışı
veya madde ötesine ait ileri, belki de başka boyuttan gelen varlıklar
nasıl İsa’nın dünyaya gelmesine neden olmuşlarsa ellerindeki böyle
teknoloji veya güç sayesinde İsa’yı kurtarmaları da zor olmamıştır.
Uzaylılar/üstün varlıklar İsa’yı kurtarmışsa büyük olasılıkla
gemilerine/araçlarına alıp götürmüşlerdir. Kuran’ın bahsettiği
“Yükseltme” böyle açıklanabilir. Elbette herşeyde olduğu gibi
yükseltmeyi de Allah iradesiyle gerçekleştirmiştir ama mutlaka bu bir
vasıtayla olmuştur ve açıklaması olmalıdır. Burada bir astral seyahat
akla gelmekteyse de bu ihitimal dışıdır zira astral seyahatte maddi
beden yerinde kalmaktadır. Yani bu durumda izafiyet teorisine göre
zamanın dünyamıza göre çok yavaş geçtiği bir ortamda Hz. İsa’nın şu anda
hayatta olma olasılığı vardır. Aynen çok basit anlatımla ilk “ilk
Planet of Apes- Maymunlar Gezegeni” filmindeki dünyaya asırlar sonra
fazla yaşlanmadan dönen gemi mürettebatı gibi.
"İz
kâlellâhu yâ îsâ innî muteveffîke ve râfiuke ileyye ve mutahhiruke
minellezîne keferû ve câilullezînettebeûke fevkallezîne keferû ilâ
yevmil kıyâmeh(kıyâmeti), summe ileyye merciukum fe ahkumu beynekum fîmâ
kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).
Allah şunu da demişti: “Ey İsa senin canını alacağım, seni kendime
yükselteceğim; seni inkar edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım. Ve sana
uyanları, inkar edenlerin kıyamete kadar üstünde tutacağım. Sonra bana
olacak dönüşünüz. Tartışıp durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm
vereceğim”. Ali İmran 55.
İsa’nın
çarmıha gerilmediği ve göğe yükseltildiği ve canının Allah tarafından
alınacağı bu Kur'an ayetinde ifade edilmektedir. İsa’nın ne zaman
öleceği, çarmıha gerilmediği halde daha sonra başka bir şekilde ölüp
ölmediğine dair Kur'an’dan kesin bir hüküm çıkarılamamaktadır. Ama onun
da bir fani olduğu ve öleceği hatırlatılırken Ayette İsa'nın canının
alınacağının gelecek zaman olarak ifade edilmesi de düşündürücüdür.
Dediğimiz gibi İsa şu anda bir uzay seyahati yapmakta olabilir. İlginç
olan bir başka husus ta bu Kur'an ayetinin ayrıca Hz. İsa'yı kıyamete
bağlamış olmasıdır. Bu konuya aşağıda ayrıntılı olarak değineceğiz.
Hıristiyan inançlarında Hz. İsa'nın göğe yükseltildiği vardır, ancak müslümanlardan farklı olarak çarmıhta öldürüldükten üç gün sonra diriltilerek.
Bir
müslüman Kuran'a inanmak zorundadır ve dolayısıyla İsa'nın çarmıha
gerilmediğine de. Bunda müslümanlar arasında tartışma olamaz ve yoktur
da. O halde müslümanın çarmıha gerilmeyen bir Hz. İsa'ya ne olduğunu da
kendine sorması gerekir. Göğe neyle, nasıl yükseltilmiştir,
yükseltilirken kimse görmemiş midir? Bu konularda hiçbirşey bilinmiyor,
bir bilgi yok. Bilinen sadece Kuran'a göre göğe "yükseltildiği",
dikkat edin yükseldiği değil, yükseltildiği. Demek ki çarmıha gerilmeyen
İsa birden bire gözden kaybolmuş veya daha mantıklısı muhtemelen bir
benzeri ile eşzamanlı yer değiştirmiş, karşılıklı ışınlanmış. Bunun
oluşumunu o zaman kimse anlayamamış. İsa eceliyle ya da başka şekilde
ölmüş olsaydı Kuran bunun ipucunu vermez miydi? Diyelim ki bu yer
değiştirme sırasında ya da Allah iradesi tarafından göğe çekildikten
sonra İsa öldü? Peki göğün neresinde, nasıl ve ne şekilde ölmüş
olabilir? Madem hemen ölecekti böyle bir yer değiştirmeye ne gerek
vardı? Halbuki Kur'an da İsa'ya ileride önemli görev düştüğüne dair
belirgin işaretler mevcuttur:
"İn
huve illâ abdun en’amnâ aleyhi ve cealnâhu meselen li benî
isrâîl(isrâîle)...Ve innehu le ilmun lis sâati, fe lâ temterunne bihâ
vettebiûni, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun) Meryem’in
oğlu, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız
bir kuldu. ...... O kıyametin kopacağını bildirir; o saatin geleceğinden
şüphe etmeyin, Bana uyun, bu doğru yoldur. " (Zuhruf 59, 61)
Kur'an'a
göre Hz. İsa kıyametin kopacağını bildirecek. Peki nasıl, öldüyse öteki
dünyadan mı? Yaşar Nuri Öztürk mealine göre ise söz konusu 61. Sure "O Kıyametin kopacağının bilgisidir" şeklindedir. Aradaki fark ayeti “ve innehu le ilmun” yerine “ve innehu lealemun”
(muhakkak ki İsa kıyametin alametidir) şeklinde okumanın da mümkün
olmasından kaynaklanmaktadır. Her halukarda Hz. İsa bir şekilde
kıyametten önce Dünyada söz konusu olacaktır. Peki nasıl? Kuran'a göre
son peygamber Hz. Muhammed olduğuna göre kıyametin kopacağının
alameti/bilgisi de olsa olsa Hz. Muhammed'in gelişi olmalıydı, özellikle
Hz. Muhammed ahir (son) zaman peygamberiyse. Demek ki Hz. İsa'nın
dünyada maddi ya da manevi varlığından sonra kıyamet yaklaşacaktır.
Kur’an, Hz. İsa’nın yeryüzünde insanları aydınlatma devrelerini ikiye ayırır:
"Ve yukellimun nâse fîl mehdi ve kehlen ve mines sâlihîn(sâlihîne). Beşikte ve yetişkin çağında insanlarla konuşacaktır. Barışa ve hayra yönelik iş yapanlardandır." (Ali İmran 46)
Burada
“Kehl” insanın geçirdiği devreler içerisinde en olgunu kabul edilen
otuz ile kırk yaş arasıdır. Hz. İsa'nın göğe yükseltildiğinde otuz
yaşında olduğu tahmin edildiğinden bu ayete göre bir kaç yıl yaşlanmış
olarak geri döneceği yani bu ayetin günümüzden sonrası bir zamana ait
bir olayı anlattığı kabulü hayli yaygındır.
1947
yılında, Ölü Deniz Kıyısında Kumran'da, çobanlık yapan bir Bedevi'nin
kaybolan hayvanlarını ararken girdiği bir mağarada bulduğu yazmalar
Kumran yazmaları olarak anılmaktadır. Yazmalarda “more hassedek”
diye adlandırılan ve Adaletin Efendisi, Adalet Üstadı ya da Adil olan,
Adil Efendi diye tercüme edilebilecek bir kişi bulunmaktadır. Bu
yazmalara göre Adalet Üstadı, İsa'dan önce 180-60 yılları arasında bir
dönemde yaşamış ve ölmüş birisidir. Ancak "dönüşü"
beklenmektedir. Burada şaşırtıcı olan Adalet Üstadı ile İsa'nın hayatı
ile yukarıda belirtilen Zuhruf 59-61 Sure arasındaki benzerliklerdir.
Ölü
Deniz yazmaları arasındaki Habakkuk yorumuna göre, Habakkuk kitabı
aslında Adalet Üstadı'nı anlatmaktadır ve zamanın sonunun geldiğini
haber vermek de Adalet Üstadı'na düşmüştür: “Ve Tanrı son nesile
neler olacağını yazmasını Habakkuk'a bildirdi. Dediklerine gelince; onu
okuyan koşsun, bu Adalet Üstadı'nı anlatmaktadır. Tanrı ona
peygamberlerin sözlerinin sırrını açıklamıştır. “ Bu bölüm oldukça ilginçtir, çünkü Adalet Üstadı doğrudan Tanrı'dan vahiy alıyor olarak gözükmektedir.
Hadislere Göre
İslam
dünyasında bu konuda bazı hadisler rivayet edilmektedir. Hindistan’da
yetişmiş Enver Şah Keşmirî (1292-1352 Hicri) Hz. İsa’nın yeniden
geleceği hakkında bildirilen bütün hadis-i şerifleri “et-Tasrih bimâ
tevâtera fi nuzuli el-Mesih” adını verdiği kitabında bir araya
toplamıştır. Kitapta, bu konudaki 100’den fazla mütevatir hadis-i şerife
yer verilmiştir. Bu hadislerden bazılarına gelin bir göz atalım:
“Nefsim
elinde olana yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa, adil bir yönetici olarak
aranıza inecektir. Sonra haçı kıracak, domuzu öldürecek ve harbe son
verecektir. O zaman servet öylesine bollaşacak ki, hiç kimse onu kabul
etmeyecek ve Allah huzurunda bir secdede bulunmak dünya ve
içindekilerden daha hayırlı görülecektir. (Hz.
Ebu Hureyre’nin rivayetine göre Buhari: Kitab-ül-Ehâdis’il-Enbiya, Bâbü
Nüzûl’i İsa İbn Meryem; Müslim: Bâbü Nüzüli İsa; Ebvâb el-Fiten, Bâbün
fi Nüzûli İsa; Müsned-i Ahmed: Merviyyatü Ebi Hureyre)
Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz... Biri de İsa (as)'ın inmesi... (Müslim, Kitabü-l Fiten: 39)
Vallahi
Meryem oğlu (Hz. İsa Aleyhisselam), Feccu'r-Ravha nam mevkide, hacc
yapmak veya umre yapmak yahut da her ikisini de yapmak için icabet
edecektir. (Müslim, Hacc: 216, 1252)
Kıyamet on alamet görülmedikçe kopmaz: Duman, Deccal, Dabbetu'l arz, Güneş'in batıdan doğması, İsa'nın yeryüzüne inmesi... (Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, 5. cilt, s. 362)
Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa'nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır... [Buhari,
Kitabü'l-Büyu': 102, Mezalim: 31, Enbiya 49; Müslim, İman: 242 (155);
Ebu Davud, Melahim: 14 (4324); Tirmizi, Fiten: 54 (2234)]
İsa
inecek; emirleri: 'Haydi gel, bize namaz kıldır!' diyecek. Buna
karşılık: 'Kiminiz kiminizin emiridir. Bu, Allah'ın bu ümmete bir lütfu
keremidir' diyecek. (Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, 5. cilt, s. 380)
Vallahi muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem adil bir hakem, adaletli bir hükümdar olarak inecek... (Sahih-i Müslim bi Şerhin-Nevevi, cilt 2, s.192; Kenzul Ummal, Kitabul-İman, Bab-ı Nüzul-i İsa İbn-i Meryem, 14/332)
İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman sizler nasıl olursunuz?" (Buhari, Enbiya 50, 3265, 3/1272; Müslim, İman: 71,155,1/136; Beyhaki, Esma ve Sıfat: 3265, 2/166).
“Onunla
(yani İsa Mesih ile) benim aramda peygamber yoktur ve o nüzûl
edecektir. Şu halde onu gördüğünüzde tanıyın. Orta boylu, açık tenlidir.
İki parçalı sarı bir elbise giymiş olacaktır. Saçları adeta üzerinden
su damlıyor gibi olacaktır ama ıslak olmayacaktır. İslâm uğruna
hasımlarla savaşacak, haçı kıracak, domuzu öldürecek ve cizyeyi
kaldıracaktır. Allah İslâm’ın dışındaki tüm ümmetlere son verecek ve
Mesih, Deccâl’ı katledecek ve dünyada 40 yıl kalıp ölecek ve cenaze
namazını Müslümanlar kılacaktır." (Ebu Hureyre’nin rivayetine göre: Ebu Dâvud: Kitâb el-Melâhim; Müsned-i Ahmed: Merviyyât-ı Ebû Hureyre).
Bunlar
ve bunlar gibi diğer hadislerin sahih (gerçek) olduğu konusunda İslam
dünyasında fikir birliği yoktur. Kur'an'da Deccal ve Mehdi kelimelerinin
geçmediğine, ki doğrudur, işaret eden Prof. Yaşar Nuri Öztürk gibi
bunların İslama İsrailiyat yani Yahudi etkisinde kalınarak
getirildiğini iddia edenler yanında bu hadislerin Tevatür yani içinde
yalan ihtimali olmayan ve cemaate dayanan kuvvetli haber olarak kabul
edenler de bulunmaktadır. Bu arada İsrailiyatta Hz. İsa kabul
edilmediği için İsa'nın geri dönüşü inancının da olmadığından bu
inancın Yahudi etkisiyle İslamiyete girmiş olması mümkün değildir.
Prof. Dr. İbrahim Canan bu hadisleri "İnancımıza
göre Hz. İsa ölmemiş, semaya çekilmiştir. Cesed-i dünyevisi ile semada
yaşamaktadır. Hadisde görüldüğü üzere, kıyamete yakın yeryüzüne inecek,
müsbet icraatları gerçekleştirecek: Deccal'in hasıl ettiği manevi
tahribatı telafi edecektir..." olarak yorumlamaktadır.
Prof. Yaşar Nuri Öztürk'e göre "hadis
bilginleri, İsa’nın geri geleceğine ilişkin hadis patentli sözlerin,
hadis kritiği açısından güvene layık olmadığını ifade etmekteler. Bu
sözlerin bir tanesinin bile Kur'an’a uygun olduğunu söylemek mümkün
değildir. Bir tanesi bile mütevâtır (tarih ve hadis kritiği açısından
güvene layık) olmayan bu rivayetler, iman konularında asla kanıt
olamazlar. Ne yazık ki, bu gerçek halktan saklanmaktadır." Kaynak
Prof. Abdülaziz Bayındır "bu konuda hadisler uydurulmuştur, hatta Buhari'de başka yerde..." demektedir.
Bu
nedenlerle hadis açısından da kesin bir şey söylemek mümkün değildir.
İnsan, kendisi akıl yürüterek burada verdiğim Kuran ayetlerini bu
hadislerle karşılaştırıp kendisi karar vermek durumundadır. Kişisel
görüşümüz bu hadislerin bir ölçüde Kur'an ayetleri ile örtüştüğüdür.
Müslümanlar İsa'ya İnanır mı?
Yukarıdaki ayete (Ali İmran 55) göre Kur'an "İsa'ya uyanları" (dikkat edin inananları
değil) diğerlerinden ayıracağına göre bu uyanlar günümüz
Hıristiyanları olamaz. Bu ayette bizce gelecekten bahsedilmektedir. Zira
günümüz Müslümanları Hz. İsa'ya inanmakta onu peygamber olarak kabul
etmekte ama ona uymamaktadır. Günümüz Müslümanlarının bunun için
gerekçeleri şunlardır: Hıristiyanlık İsa'nın getirdiği din değildir,
Aziz Pavlos'un dinidir, ya da Pavlos'un dini haline getirilmiştir,
"Allah üçtür" gibi doktrinlerle amacından saptırılmıştır, Hıristiyan
dininin mensupları Hz. Muhammed'i kabul etmez hatta onun anti-christ
yani deccal olduğunu öne sürer. Hal böyleyken İslam dünyası nasıl olacak
da ilerde durup dururken yüzünü İsa'ya dönecek? Hele Hz. Muhammed'i son
peygamber olarak kabul eden bir İslam dünyası.
Allah
Hz. İsa'ya uyanları, Hz. İsa'yı inkar edenlerden ayıracağına göre bunun
anlamı şudur. Müslümanlar da İsa'ya inanacaktır ama hangi İsa'ya?
Günümüzde insanlara yanlış şekilde Allah'ın oğlu olarak vb. empoze
edilen İsa'ya değil. İnsanları, özellikle müslümanları kendisine
inandırması için de İsa'nın reenkarnasyonun değil "kendisinin", yani
kendi ölmemiş bedeniyle gelmesi, ve bu şekilde geldiğine de insanların
kani olması gerekiyor. Zira müslümanlar dünyaya Hz. Muhammedden sonra
doğum yoluyla geldiği aşikar olacak hiçbir peygamberlik iddiasına biat
etmezler, etmeyecekler. İslamda son peygamber Hz. Muhammed'dir. Bu
nedenle Hz. İsa eğer gelecekse, geldiğinde daha önce ölmediğini, tekrar
doğmadığını kanıtlayacak şekilde gelecektir. Bunun da olabilmesi sürpriz
şekilde değil bir ön hazırlıkla, bilinçlenmeyle mümkündür. Yani dünya
insanı başka bir boyut ya da dünya varlıklarıyla önceden yakın ilişkiye
geçecek onlar dünyayı bu gelişe hazırlayacaklardır. Eldeki verilerle
akıl yürüterek böyle bir sonuca varılabilir.
"Ve in min ehlil kitâbi illâ le yu’minenne bihî kable mevtihî, ve yevmel kıyâmeti yekûnu aleyhim şehîdâ(şehîden). Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır" (Nisa 159)
Buradan
da görülebileceği gibi müslümanın Hz. İsa'ya inanması ancak Allah'ın
oğlu yanlışından arınmasıyla mümkündür. Bunu da bu saatten sonra
kendisinden başkası yapamaz.
"Ve yuallimuhul kitâbe vel hikmete vet tevrâte vel incîl(incîle). Ona Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek." (Ali İmran 48)
Kimilerine
göre burada Allah'ın Hz. İsa'ya kitabı yani Kur'an'ı öğreteceği
anlatılıyor. Hz. İsa dünyadayken Kur'an olmadığına göre bu nasıl olacak?
Hıristiyanlarda
da Hz. İsa’nın çarmıha gerilmediğine değinen İncillerin olduğu ancak
bunların imha edildiği, saklandığı söylenir. Bunlara Kayıp İncil,
Barnabas İncili deniliyor. Çok ilginçtir ki Barnabas İncili yukarıda Hz.
İsa için açıklanan herşeyle tam bir uyum içerisindedir. Yani Hz. İsa
çarmıha gerilmemiş, göğe yükseltilmiş, Allah iradesiyle ona benzetilen
Yehuda o zannedilerek onun yerine çarmıha gerilmiş, bu arada İsa üç
günlüğüne geri getirilip Hz. Meryem ve yakınlarıyla görünerek konuşmuş
ve tekrar geldiği yere geri götürülmüştür. Barnabas'a göre İsa
kıyametten önce Dünya'ya tekrar kendi bedeninde döneceğini ve hemen
hemen Dünyanın sonuna kadar yaşayacağını, aradaki zamanda Muhammed'in
Allah'ın elçisi olarak geleceğini haber vermiştir. Barnabas İncili ile
ilgili geniş açıklamaları okumak için TIKLAYIN. Barnabas İncilinin tam metnini okumak için TIKLAYIN.
İsa gelecekse neden gelecek?
Bu
konuda çeşitli beklentiler var. Hz. İsa'nın geleceğine inanan
Yahudilerin beklentisi, Tapınak yeniden inşa edilirken karşı koyacak
Müslümanlara karşı Hıristiyan-Siyonist ordusunun başına geçip
müslümanları yok etmesi, Hıristiyanlarınki Antichrist'i öldürerek
herkesi Hıristiyan yapması. Müslümanlarınki Arafatta namaz kılması,
Deccali öldürerek herkesi Müslüman yapması, haçı kırması vb. Bunların
hepsi DELİ SAÇMASI, Hz. İsa kişiliğinde birinin yapması mümkün olmayan
şeyler. Eğer Hz. İsa gelecekse çok büyük bir kaos ortamında insanların
iyiliği için gelebilir. Geldiğinde de eminim ilk işi Hıristiyanlardan
kendisini Allah'a eş koştukları için hesap soracaktır.
İslam Düşmanlarının ve Diyalogçuların Tuzağına DİKKAT
Hz.
İsa'nın tekrar gelme konusu İslam dışı dünyada saptırılmış ve maksatlı
ve çok tehlikeli şekilde İslam aleyhine yöneltilmiştir.
Hıristiyanlar sadece ve sadece, kendi din mensuplarının Hz. Muhammed'i kabul etmelerini önlemek için "İsa tekrar gelecek" savını ortaya atmışlardır. Zerdüştler de aynı gerekçeyle Mehdi gelecek diye bir şey uydurmuşlar.
İsrailiyat
İsa’nın beyaz atıyla Kudüs’teki Süleyman tapınağına ineceğini iddia
eder. Süleyman Tapınağı ortada olmadığına sadece bir duvarı kalmış
olduğuna göre Hz. İsa nasıl gelecek? Demek ki Tapınağı yeniden inşa
etmek gerekiyor. Yoksa buna inananlar İsa'nın gelmesini bekleyip
duracaklar. Ancak ortada çok çok büyük bir engel var. Zira Tapınağı
inşa etmek için üzerine sonradan oturtulan müslümanların ilk Kabesi olan
Mescidi Aksa’yı ve yanındaki Kubbe-tüs Sahrayı yıkmak gerekiyor. Onları
yıkmak için ise önce İslam dünyasını yok etmek, bu zor olacağından hiç
olmazsa pasifize etmek gerekiyor. Bunu yapmak için de siyonist-haçlı
ittifakının bütün gücüyle çalıştığı, Tapınak şövalyeleri, onların
bayrağını devralarak tapınak duvarcılarından ve onların piri Hiram
Ustadan günümüze gelen Masonlar, Opus Dei, gibi örgütlerin onlara destek
verdiği de iddia ediliyor. Örneğin:
"KIRIKKALE'de,
cuma namazı çıkışı vatandaşlar, İsrail’i protesto etti. Grup adına
açıklama yapan MUSTAT Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet
Altundağ, siyonist Yahudilerin Mescid- i Aksa ve Kubbe’tüs Sahra’yı
yıkıp Harem- i Şerif üzerinde Süleyman Mabedi’ni inşa etmek istediğini
söyledi...........“Müslümanların ilk kıblesi, efendimizin miraca çıktığı
yer olan Kudüs’ün yahudileştirilmesine ve Mescid-i Aksa’nın yıkılmasına
asla boyun eğmeyeceğiz” dedi." Tamamı için bkz. Kaynak
Bunlar
iddia olabilir ama gidişat, İsrail’in kurulması, genişlemesi, Arap
İsrail savaş ve mücadeleleri, Afganistan, Irak işgali, Ilımlı İslam, BOP
Büyük Orta Doğu Projesi, ABD ve İsrail’in İran’a saldırı planları
birçok Arap ülkesinin Arap Baharı planıyla hem siyasi hem askeri açıdan
ABD güdümüne girmesi vb. sanki bu senaryoyu doğrular nitelikte.
İsrailiyat
kendi ırkından bir kurtarıcının, Mesih'in geleceğine inanır, her ne
kadar gecikmiş olsa da. İsa'yı kabul etmeyen bir toplumun İsa'yı bu
kurtarıcının yerine koymasının çelişkisi bunu tamamen Hıristiyan
dünyasının şimdilik gözünü boyamak için yaptıklarının göstergesidir.
Aşağıda ayrıntılı anlatıldığı gibi Diyalogçular da Haçlı-Siyonist ittifakına bu konuda yardımcı olmaktadırlar.
İslami Kesim, Diyalogçular ve İlahiyatçıların Tutumu
İslam aleminin bir bölümü Hz. İsa’nın tekrar geleceğine inanır. Örneğin "Kıyamete yakın, İsa aleyhisselam, gökten inecek ve Hazret-i Mehdi çıkacak, ictihad yapacaklardır. S. Ebediyye".
Bu şekildeki İslam inanışına göre Hz. İsa’nın kendisi gelecek (kimine
göre Mehdi bizzat Hz. İsa olacaktır) İslam inanışında adına Deccal
denilen (hıristiyanlar buna anti-christ diyorlar ve fanatikleri Hz. Muhammed'in anti-christ olduğuna inanıyorlar) ve o devirde dünyayı alt üst edecek ve muhtemelen kana bulayacak bir belayı öldürecek ve dünyada herkes müslüman (burada aslında kelime anlamıyla müslüman kasdedilmektedir, yani Allah’a teslim olan anlamında) olacak, dünya uzun süre (kıyamete kadar)
müreffeh olacaktır. İslam dünyası bu konuda tam fikir birliği içinde
değildir. Bir bölümü Mehdi’nin İsa olamayacağına, İsa'nın çarmıha
gerilmediğine inanmakla birlikte o sırada ya da sonradan eceliyle
öldüğüne inanır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Kuran’da İsa’nın çarmıha
gerilmediği açıkca yazılıdır ama sonradan eceliyle öldüğüne dair hiç
bir açıklama yoktur. Bir çok şeyde olduğu gibi bunu da insanların
düşünüp kendilerinin bulmasını istemiştir. Kimilerine göre Hz. İsa'nın
göğe yükseltilmesi onun öldüğü anlamına gelmektedir, ancak şimdi
biliyoruz ki her göğe yükselenin ille de ölmesi gerekmiyor. Günümüzde
milyonlarca insan balona, uçağa, uzay araçlarına binip göğe
yükseltiliyor ama ölmüyor. O zaman da İsa uzay gemisiyle göğe yükselmiş
olabilir.
Dinler Arası Diyalogçuların
yerli işbirlikçileri Nur cemaatleri de Hz. İsa'nın yeniden geleceğine
inanırlar. Hatta yerini bile gösterirler. Şam'daki Beyaz Minare (Emevi)
Camii. [youtube
http://www.youtube.com/watch?v=VLd5wOPifm4&w=420&h=315] Ancak
diyalogçuların kimlerin maşası olduğu göz önüne alındığında bunu
ihtiyatla karşılamak gerekir. Bu "inanış" dan ziyade başka
sayfalarımızda ayrıntılı olarak işlediğimiz müslüman alemini ele
geçirmeyi amaç edinen Haçlı-Siyonist planı tarafından yürürlüğe konulan
diyalog masalının ilk adımıdır. Hz. İsa'nın ölmediğine kendi bedeniyle
tekrar gelmesinin mümkün olabileceğine herhangi bir art niyetsiz inanan
ya da ihtimal veren Müslümanlar burada çok dikkatli olmak, bu tuzağa
alet olmamak zorundadırlar.
Prof. Yaşar Nuri Öztürk'e göre Hz. İsa ölmüştür. Tekrar gelişi söz konusu değildir. Bkz. http://bpakman.wordpress.com/dininanc/islam-dini-sorular-yanitlar/. Hocaya göre Kur’an Mâide Suresi, 117 de Hz.İsa’nın öldüğünü açıkca bildirmektedir.
“Onlara,
senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: ‘Benim Rabbim
ve sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ İçlerinde olduğum
sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince yalnız sen
gözetleyici oldun. Ve sen zaten herşey üzerinde bir Şehid’sin, bir
tanıksın.” (Maide 117 Yaşar Nuri Öztürk meali)
Başka meallerde “beni vefat ettirince”
yerine “beni içlerinden alınca”, "beni aralarından alınca”, “beni
alınca”, “beni aldıktan sonra” denilmekte. Hangisi doğru? Bir de
Arapçasına bakalım:
"Mâ
kultu lehum illâ mâ emertenî bihî eni’budûllâhe rabbî ve rabbekum, ve
kuntu aleyhim şehîden mâ dumtu fîhim, fe lemmâ teveffeytenî kunte enter
rakîbe aleyhim ve ente alâ kulli şey’in şehîd(şehîdun)." (Maide 117)
Burada "teveffeyte-nî": "sen beni vefat ettirdin" anlamına geldiği gibi "aralarından aldın" anlamına da gelmektedir. Bunlardan hangisi Nisa 158 e uygun ona da bakalım:
”Allah onu kendisine yükseltti” (Nisa 158)
Bu durumda aşağıdaki meal Nisa 158'e daha uygun olmaktadır:
“Onlara,
senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: ‘Benim Rabbim
ve sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ İçlerinde olduğum
sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni aralarından alınca yalnız sen
gözetleyici oldun. Ve sen zaten herşey üzerinde bir Şehid’sin, bir
tanıksın.” (Maide 117)
Kanımca
değerli Hoca müslümanların söz konusu diyalogçu tuzağa düşmemesi için o
şekilde bir açıklama getirmiştir, ki o açıdan bakıldığında kendisini
haklı görmek gerekir. Buna karşılık aklıyla hareket edenler için sorun
yoktur. Onlar Hz. İsa tekrar gelecek derken ne tevhidden vazgeçerler ne
de dinler arası diyalog tuzağına düşerler.
İsrailiyatın
İsa'nın tekrar geleceği inanışını çıkarları doğrultusunda yontarak,
kesip biçerek, Hıristiyan dünyasını kendileri ile işbirliği yapmaya
yönelterek böylece bir haçlı-siyonist ittifakını kurmayı başardıkları,
bu ittifakın hazırladığı planlar doğrultusunda eyleme geçtiği
anlaşılmaktadır. Bu konuda olası yanlış anlamaların bertaraf edilmesi
lütfen bu yazının devamını da okumanızı önemle rica ederiz OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ.
Bunun yanında İslam dinini ve de onun peygamberini yok sayan ve fanatik
Hıristiyanlar, "Kur'an'da Hz. Muhammed son peygamberdir demiyor son
nebidir diyor" gibi gerekçelerle hiç mümkün olmayan, mümkün olmayacak bir şeyi, "Hz. İsa'nın yeniden doğarak yeni bir bedende dünyaya geleceğini empoze
etmeye" ve böylece İslam dünyasını kendi peygamberini ve dinini bırakıp
Hıristanlığa ve onun peygamberine yöneltmeye, İslam dininin içine
soktukları Truva atlarını da kullanarak, çalışıyorlar. Bu tuzağa ve
oyuna da çok dikkat etmek gerekir. Prof. Yaşar Nuri Hoca'nın yorumları
ve uyarıları bu yöndedir. Müslüman olup Hz. İsanın
beyaz minareye ineceğini öne sürenlerin beyaz minareden kasdettikleri
uşaklıklarını yaptıkları Beyaz Saray'dan başka birşey değildir. [youtube
http://www.youtube.com/watch?v=Hzp4GXH9m1k&w=420&h=315] Prof.
Abdülaziz Bayındır Hoca da Hz. İsa gelip de ne yapacak diyor. Evet bu
günümüz için doğru. Ama bundan 100-500-1000 yıl sonra ve/veya kıyamet
yaklaşırken Dünya ne günde olacak acaba?
Bülent
Pakman, Ağustos 2009. Son güncelleme Şubat 2014. İzin alınmadan ve
aktif link verilmeden kısmen veya tamamen alıntılanamaz.
- Abu Dhabi Şeyh Zayed Camii 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder