30 Ağustos 2009 Pazar

Konya Sözlüğü

Konya sözlüğü ve grameri

Konya sözlüğü, lehçesi, grameri kendi tesbitlerimdir. Ayrıca tıklayın Konya Bedduaları

İsimler

abdal = çingene (Anadolu lehçesi)

ağşam = akşam   (Türkmen: ağşam. Azeri, Uygur: ahşam)

ahali = halk (Arapça kökenli, Anadolu lehçesi. Azeri: əhali)

avurt = yanak     (Türk, Anadolu, Uygur lehçesi. Azeri ovurd. Türkmen: ovurt. Başkurt, Tatar, Kazak, Özbek, Kırgız: urt. Gagauz: aurt. Nogay: uwirt)

battı çıktı = taşıt altgeçidi (halk dili)

bazar = pazar (Azeri, Başkurt, Özbek, Uygur, Tatar lehçeleri)

böğün = bugün   (Türk ağzı. Kıbrıs lehçesi)

buynuz = boynuz (Azeri, Türkmen lehçesi)

cehendem = cehennem     (Türk lehçesi. Beddua: “cehendem yakın öte git“)

cingen = çingene (Anadolu lehçesi)

çıbık = çubuk (Tatar, Türkmen, Kırgız lehçesi)

çavgın = tipi (Anadolu lehçesi. Azeri lehçesinde: çovgun)

dağal = toz kaldırarak esen rüzgar, dağıl (Anadolu lehçesi)

dırnak  = tırnak (Azeri, Türkmen lehçesi)

efendi = koca

ermağan = armağan  (“ermağan gelmiş kaz gibi oturmak” – hareketsiz dimdik oturmak)

esalet = mahsustan (aslı “eselet”, “kasti olarak” anlamında)

essah = sahi (Arapça kökenli Anadolu lehçesi)

fışgı, fışkı = dışkı

furun = fırın    (Türk ağzı)

gabık = kabuk

gabôl = kabul

gardaş =kardeş (Anadolu, Azeri lehçesi)

gayrı = artık (“dur gayrı, gel gayrı gibi)

gırık = oğlanın kız arkadaşı, flörtü (yani kırığı)

gıymat = kıymet

Gonya  = Konya

göğnüm = gönlüm

gumar = kumar, konken

gücün = zar zor, güçlükle (Anadolu lehçesi)

hayat = avlu, evin girişi ve bahçesi (Azeri, Özbek, Uygur: heyat)

hazâr = zahir, elbette, herhalde (Anadolu lehçesi)

her yan = her taraf

her yannı = her tarafı

hisâb = hesap  (Özbek, Tatar, Başkurt lehçesi)

hükômet = hükümet 

il  = el (halk, yakınların dışında kalan kimse)

ilenmek = beddua etmek

inne  =  iğne (Anadolu ağzı. Türkmen lehçesi)

işdah = iştah (Türkmen: işda)

kıblename = kıbleyi gösteren pusula, kıblenüma (Arapça-Farsça kökenli)

kölge = gölge    (Azeri: kölgə.Türkmen: kölege. Başkurt ve Tatar: külege, Özbek ve Kazak: külenke)

kursak = mide    (Açlık ifadesinde yer alan Türk lehçesi. Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar. Azeri: qursaq)

kirbit     = kibrit    (Anadolu lehçesi)

kilô = kilo

meppos  = mebus (eski dilde), milletvekili

nâmus = namus

parde = tavan (Anadolu lehçesi)

roh = ruh

sıraca = yaralı/iltihaplı deri hastalığı (Türk lehçesi)

şiy = şey

tez  = çabuk, erken (Türk, Azeri, Kazak, Kırgız, Özbek lehçeleri. Başkurt, Tatar, Türkmen: tiz)

tez vakıtta = kısa zamanda

tohtur = doktor

töbe = tövbe (Arapça kökenli Anadolu lehçesi. Kırgız ve Türkmen: toba)

vakıt = vakit (Azeri, Uygur, Özbek lehçesi: vakt. Türkmen: vagt)

vücôd  = vücut

yan = taraf

yir = yer, mevki

yir gök = her yer

yun = yün (Anadolu, Azeri ağzı. Uygur: Jun)

zabah = sabah   (Anadolu lehçesi)

zabağnan = sabahleyin   (Anadolu lehçesi)

Zarf

sümeye = boşuna (Anadolu lehçesi)

Zamir

beriki = berideki, yandaki

hinci = şimdi    (Anadolu lehçesi)

öteyanı = öteki taraf

şo = şu

yirine = yerine

Eşya

çapıt  = çaput, eski bez parçası (Anadolu lehçesi)

çul çapıt, çul çabıt = değersiz bez, değersiz giysi

desti = testi  (Farsça kökenli Türk lehçesi)

diynek = değnek (Anadolu lehçesi)

gaşşık, gaşşıg = kaşık

güğüm = kalaylı ibrik (Anadolu lehçesi)

ıprık = ibrik, su kabı (Arapça kökenli Türk lehçesi)

helke = kova (Anadolu lehçesi)

ileğen = leğen

motur   = motosiklet, traktör

peşkir  = mendilden büyük ince el havlusu, yemek önlüğü

sandelle  = sandalye (Anadolu lehçesi)

tır tır = triportör

zahan = sahan (Anadolu lehçesi)

zoba = soba (Anadolu lehçesi)

Sıfatlar

accık = biraz, azıcık  (Anadolu lehçesi)

aylak = bedava (Anadolu lehçesi)

böyük = büyük  (Anadolu, Azeri lehçesi)

buynuzlu = eşi tarafından aldatılan erkek

cöhmül = hareket kabiliyeti olmayan

çikin = çirkin (Anadolu lehçesi)

değirmi = yuvarlak    (Azeri lehçesi)

deşirici = çöp toplayan, dilenci (Anadolu lehçesi)

dık dık burunlu = ağıza doğru inen uzun, eğik burunlu

dımışkı = dimdik   (Türk lehçesi)

dırtlı = evhamlı, mızmız   (Türk lehçesi)

eğşi = ekşi

eğsik = kadın (Anadolu lehçesi)

eğsikli  = eksik olmasın, iyi kadındır, kadın (Anadolu lehçesi)

gahle = gaile, dert

gahlesiz   = hiçbirşeyi dert edinmeyen, gailesiz

garannık = karanlık

gâvır  = gavur, gayrı müslüm (Anadolu lehçesi)

gâvır gibi = acımasız, gaddar, insafsız

işi gücü gâvırlık = kötü amaçlı

gazzık = kibarlık nedir bilmeyen erkek

gıyada = aralık (Türk lehçesi)

gıyadalı = aralıklı (kapının kapanmamış, aralıklı olması gibi)

gıymatlı = kıymetli

gidi = deyyus   (Türk lehçesi)

gopuk = adam olmamış, serseri, boşta gezer, hayta, kopuk (Türk lehçesi)

gök = mavi

göğ = ham

gözel  = güzel (Anadolu, Azeri, Türkmen, Özbek, Uygur lehçeleri)

gudubet, gudôbet = çirkin (Anadolu lehçesi)

gumarcı = kumarcı, konken oynayan kadın

güçcük = küçük   (Türk lehçesi)

güdek = kısa, güdük (Anadolu lehçesi. Azeri: gödek)

höllük (gibi) = uzun boylu (Anadolu lehçesi)

ıccak, ıçcak = sıcak  (Türk lehçesi)

ilan = yılan   (Türk ve Azeri lehçesi)

ilbiz = iblis, zalim (Anadolu lehçesi. Azeri lehçesinde yılan anlamına gelir)

iyilik bilmedik = iyilik bilmez

keleş = sevimli

kuzgun = fırsat bekleyen, fırsat kollayan

mesmosuz = gereksiz

namıssız = namussuz

namikör, namıkör = nankör, iyilik bilmez (Anadolu lehçesi)

oyunlu = art düşünceli

tehna    = tenha

sası = tatsız (meyveler için söylenir)

sası = sesini çıkarmayan, pasif, eşine-kaynanasına sesini çıkarmayan oğlan. Örneğin:“ana, oğlan sası gibi durur, ne dirlerse hee dir

serhoş = sarhoş (Farsça kökenli. Anadolu, Azeri, Türkmen lehçesi)

sıracalı = iltihaplı deri hastalığı olan, hastalıklı

singil = işe yaramaz, sessiz-tembel kimse (Anadolu lehçesi)

sifli = pis   (Türk lehçesi)

sıyrık = yüzsüz, utanmaz   (Türk lehçesi)

söbü = eğri, uzun ince (Anadolu lehçesi)

söbü goruk = uzun adam (sevilmeyen uzun/biraz uzunca kişiler için söylenir)

uz = sinsi    (Türk lehçesi)

uzilan = yılan gibi sinsi (uz yılan)

vırrık = akli dengesi bozuk anlamında kullanılmakta

yallı = serbest hareket eden kız, hoppa, oyunlu kız  (Türk lehçesi)

yalak = ciddi olmayan, sulu, geveze  (bu anlamda kişiler için kullanılır, Türk lehçesi)

yini = yeni (Türk lehçesi)

zalım = zalim (Anadolu lehçesi)

sayılar

yidi = yedi

yiiğirmi = yirmi

gırh, gırkh = kırk (Anadolu ve Azeri lehçesi)

yitmiş = yetmiş

yitmiş yidi = yetmiş yedi

seğsen = seksen

doğsan = doksan (Azeri: dokhsan. Türkmen: toğsan. Kazak, Uygur, Özbek: toksan. Kırgız: tokson. Tatar: tuksan. Başkurt: tukhan)

Nidalar, ünlemler

age, agel = haydi (Birinden birşey isterken cümlenin başında kullanılır. Mesela: “age şordan bir kiloo soğan vir”. Aslının “al gel” ya da “haydi gel” olduğu sanılmaktadır)

annagh! veya anagh! = ayy!, a aa!

annagh dimissim = birden hayretler içerisinde kalmışım, “a aa” demişim (Azeriler aynı anlamda “elim yüzümde galıb” derler)

anauvv = amanın (kadınlar bunu söylerken genelde avuçlarıyla ağızlarını kapatırlar- Kayserililerin “abov”unun  Konya versiyonudur)

ana = yahu, aman, a aa (cümlenin başında kullanılır, tam bir karşılığı yoktur)

bağa bak! = bana bak!

di = hadi canım sende, git Allahaşkına (Anadolu lehçesi)

di = de (di bağayım = hadi de bakalım, töbe di = tövbe de)

gaç! = aman, hadi canım, bakma öyle olduğuna, geç  (cümlenin başında kullanılır, tam bir karşılığı yoktur)

he, hee = evet (Azeri lehçesi)

len = başka yörelerde kullanılan ülen, ulan, lan karşılığı (“len oğlum bırak geçsin“)

toh! = tüh! tuh!

yoo = hayır

Deyişler

ar namıs tertemiz  = utanması olmayan, güya namus aklayan

bir hôş olmak = bir tuhaf olmak

destur aralaşın = yol verin – uzaklaşın (şeytan ve/veya cinleri uzaklaştırmak için söylenir, özellikle karanlık, kuytu, ıssız duvarlara/yerlere küçük su dökerken, oralardan geçerken)

eli boş göğnü hoş = işsiz-güçsüz, gününü gün eden

ermağan gelmiş kaz gibi oturur  = hareketsiz dimdik oturuyor

eşşeğin sıpası = çocuğa kızıldığında söylenir

geligelivirin = sık sık gelin

gırık dölü = bozuk soylu, soyu bozuk

goca Gonyalı = Konya şivesi ile konuşan, Konya adetlerini uygulayan

gurt tüyünü dökünce gudubet olur = kurt kocayınca köpeğin maskarası olur

hep deli, hüp deli, beşikteki başını sallar = bütün aile kafayı yemiş

işi gücü gâvırlık = kötü amaçlı

işte sana bir cızgı = göreceksin bu dediğim çıkacak (işaret parmağıyla duvar, masa gibi bir düzlem üzerine çizgi çekilerek söylenir)

kıblemi gırkh ettin = beni tamamen şaşırttın

mırrığı mırrık = durumundan hoşnut olmayan

neyle meşgul bulunuyorsunuz? = Ne iş yaparsınız? Mesleğiniz nedir?

niynesin, niyneyim = ne yapsın, ne yapayım (Anadolu, Azeri lehçesi)

oğlan sası gibi durur, ne dirlerse hee dir = sesini çıkarmayan, pasif, eşine-kaynanasına sesini çıkarmayan oğul

ölüyün körü = elinin körü (doğrusu “ölünün goru” = ölünün mezarı. Gor: mezar  Farsça kökenli, Azeri lehçesi)

ölüyün körü, garnıyın ağrısı = yok artık yani, abarttın, fazla uzattın anlamında

şaşım şaşım şaşırmak = iyice şaşkına dönmek

beni şaşım şaşım şaşırdırlar = beni şaşkına çevirirler

şişen mi? = şımarı(yo)r musun?

yidi deli = üşütük aile, komşular gibi topluluk (Azeri: Yeddi deli)  

yüzüme tô dii tükürsünler = yanlışım varsa yüzüme tuh diye tükürsünler

zerim zahtım kesildi = gücüm, takatim kalmadı

Aile

ağa(m)= ağabey(im)

âbiye(m) = ağabey(im)

ana = anne

apla = abla

diyze = teyze

efendi = koca

gız = kız  (Anadolu, Azeri, Türkmen lehçesi)

gocaoğlan = büyümüş erkek çocuk

guzum = kuzum  (çocuk için sevgi ve şefkat duygularıyla kullanılan bir söz)

güz bilici = sıcak aylarda doğup biraz soğuklarda üşüyen çocuk

hacemmi = hacı amca

hıranta = bakmakla yükümlü olunan ailenin oğlanları (“horanta” Farsça kökenli Türk lehçesi)

inişte = enişte

nene = nine

sıpa = çocuk için neşeyle ve takılarak söylenir (eşşeğin sıpası da denir)

uşak = çocuk  (Anadolu, Azeri lehçesi)

yavrım = yavrum

yinge = yenge

Hayvanlar

ağaç delen guş = ağaçkakan

biliç = piliç

cüllülük = göçmen alıcı bir kuş türü. Eskiden Konya’da bol sayıda bulunurdu. Yerel adını “cüll-llülük” (ortası şeddeli) diye ötüşünden ya da çaylak türü olmasından da almış olabilir (çaylak-cüllük).

davıg = tavuk

daylak = devenin yavrusu (Türk lehçesi)

donuz, doğuz = domuz  (Anadolu, Azeri, Kırgız, Türkmen lehçesi: donuz. Kazak: donız. Başkurt: Özbek: tonğız.  Uygur: tonğuz)

göğercin = güvercin  (Anadolu lehçesi. Azeri: göyərçin. Türkmen: göğerçin. Kazak: kögerşin)

gurt = kurt (Anadolu, Türkmen lehçesi. Azeri: gurd)

guş  = kuş   (Anadolu, Azeri, Türkmen lehçesi)

hayırlı guş = baykuş  (Türk lehçesi)

hacı leylek = leylek

horaz = horoz (Türk-Anadolu lehçesi)

mıssırga = hindi (Anadolu lehçesi)

tavık, tavıg = tavuk (Anadolu, Başkurt, Kazak, Tatar lehçesi)

Yiyecek, yemek (Konya Yemek Kültürü için TIKLAYIN. Konya yemek tarifleri için TIKLAYIN)

armıt = armut

balcan = patlıcan

bostan = salatalık (bazı yerlerde)

bişi = Yağda kızartılan hamur (bazı yerlerde şebite sarılan kabartlama, Azerbaycan’daki piroşki, piraşki benzeri)

bütümet =  kemiksiz büyük parça et (fırında pişmiş), Konya furun (fırın) kebabı. (Başka bölgelerde tandırda yapılan tandır kebabı ile ilgisi yoktur, tandırda pişirilmedikçe Konya tandırı veya Konya Tandır kebabı demek yanlıştır. Tandır ve fırın aynı şey değildir.)

dad  = tat (Anadolu lehçesi, Azeri lehçesinde lezzet anlamında)

dadlı = tatlı  (Anadolu lehçesi, Azeri lehçesinde lezzetli anlamında)

divlek = orta boy (tam büyümemiş) kavun. (Anadolunun başka yerlerinde “kelek” denir)

duz  = tuz   (Anadolu, Azeri lehçesi)

etlekmek  = etli ekmek (Sadece Konya’ya mahsus çok ince, çıtır, kıymalı veya kuşbaşılı pide)

furun = fırın (Anadolu lehçesi)

fişne = vişne

gadif = kadayıf

gölle = haşlanmış mısır (Anadolu lehçesi)

günaşık   = ay çiçeği

höşmerim = kaymakla yapılan bir tür irmik helvası (Başka yörelerin peynir tatlısı olan hoşmerimden farklıdır ve onlarla karıştırılmamalıdır)

hırtlak = yeni büyümeye başlayan avuç büyüklüğünde sert, ham kavun (çok lezzetlidir).

kabartlama, gabartlama = Bazlama, saçta ya da tavada kızartılan mayalı pide, çörek (yer yer kabarık olur)

katmer, gatmer = bir tür tatlı hamur işi

leplebi = leblebi

patatis, patadis = patates

soğanın cücüğü = soğanın göbeği

şalak = kaşık kavunu

tomata, domatis = domates

somun = Konya’ya özel küçük pide

şebit = ince, hafif kıtır, yufka ekmek

yat geberlik = gece yatmadan önce yenilen yemek. İngilizlerin “supper”ı gibi. Daha geniş bilgi için tıklayın: https://bpakman.wordpress.com/konya/yemekkulturu/yatgeberlik/

yimek   = yemek (Türk lehçesi)

Giyecek

don = elbise   (Anadolu, Azeri lehçesi)

işlik = gömlek

mantu = manto

pambık = pamuk    (Anadolu, Azeri lehçesi)

pantul = pantolon

paltu = palto

yişmak = başörtüsü, eşarp

spor

dop, top = futbol

dopçu, topçu = futbolcu

güleş = güreş (Anadolu, Azeri lehçesi)

idman = antreman (Arapça kökenli Türk lehçesi)

Özel isimler

Ayış = Ayşe (Mesela: meşhur “Ayışım gümüşüm bir hoşum aman” adlı Konya türküsündeki Ayış)

İmine = Emine

Fadim = Fatma, Fadime

Hatıç = Hatice

Sıddiyka = Sıdıka,

Sülüman = Süleyman

Selçok = Selçuk

Sapri = Sabri

Siyit = Seyit

Siyidosman = Seyit Osman

Şerif = Şerife

Tiğfık = Tevfik

Toğrul = Tuğrul    (Anadolu, Azeri lehçesi)

Yosif = Yusuf

Ziliya, Ziliha = Zeliha

Fiiller

aralaşmak = uzaklaşmak (Anadolu lehçesi)

behsleşmek (besleşmek okunur) = bahse girmek

börtlemek = sıcaktan (yüzü) pişmek, yüzü al al olmak

üleşmek  = bölüşmek, paylaşmak (Anadolu, Türkmen lehçesi. Özbek: üleşişmek. Kırgız: ülöşü. Kazak: ülösüv)

boşlamak = bırakmak, vazgeçmek

büngüldemek =  tencerenin fokurdaması (Anadolu lehçesi)

büngüldetmek = sakin duran birini hareketli hale getirmek

çemkirmek = sert cevap vermek, konuşmada karşı gelmek

dalamak =  şiddetli azarlamak (Azeri lehçesinde: danlamak)

dalanmak =  böcek tarafından yoğun ısırılmak

datmak = birşeyin zevkine kapılıp onu sık sık yapmaya alışmak

dingişdemek = kıpırdanmak, hareketsiz duramamak

dinelmek = ayakta durmak   (Anadolu lehçesi)

divinmek = hareket etmek, devinmek, didinmek (Anadolu lehçesi)

fingirdemek = oynaşmak (kız-erkek arasında)

göğermek = vurma ya da çarpma sonunda vücudun herhangi bir yeri morarmak

içi yavıncımak = biraz açlık hissetmek, içi (midesi) kıyılmak (“içim yavıncıyıvırdı da”)

ilenmek = beddua etmek

iriktirmek = biriktirmek (Anadolu lehçesi)

itmek = etmek

göğermek = morarmak

kaybetmek = yitirmek (Özbek, Türkmen lehçesi. Azeri: İtirmek)

kıblesi kırk olmak = şaşkına dönmek

kösülmek = yan gelip, sere serpe yatmak

lüllüm olmak = herkesin diline düşmek

peydah olmak = ortaya çıkmak

sakınmak = kıskanmak

seyirtmek = koşmak (Türk lehçesi)

sokranmak, sokurdanmak = söylenmek

söğünmek  = sönmek, ışığın kapanması (Azerbaycan lehçesinde söndürmek düğmeyi kapatmak demektir)

söğündür = söndür, kapa (emir kipi)

şakıtmak = başarılı iş yapmak (kinaye anlamında), yüzüne gözüne bulaştırmak, becerememek

şişmek = şımarmak, kibirlenmek,

tapuşlamak = tapışlamak, avutma ya da beğeni için birinin arkasına, yan omzuna el vurmak, okşamak

ürmek = bağırmak (“Köpek gibi ürer”)

ütmek = tavuğun tüylerini yakmak

ütmek = kumarda, kağıt oyununda kazanmak (Özbek: yütmek. Türkmen,Uygur: utmak. Azeri: udmaq. Kazak: utuv. Kırgız: utü)

ütülmek = kumarda, kağıt oyununda kaybetmek (Azeri: uduzmaq)

üzülmek = aşınmak, yıpranmak (Not: ip, bez  v.b. gibi şeylerin yıpranması. Türkmen, Özbek, Uygur. Kırgız: üzülü. Kazak: üzılüv. Başkurt: özolıp. Tatar: özilip)

yimek  = yemek (yin = yersin, yimen = yemezsin)

yitmek  = yetmek  (Anadolu lehçesi. Özbek: yitmek. Azeri: itmek)

yiter  =  yeter  (isim formu)

yitirmek = kaybetmek (Anadolu, Türkmen, Özbek lehçesi. Azeri: itirmek)

yitişmek = yetişmek (Anadolu ağzı. Başkurt: yitişiv)

yitiş = yetiş (emir kipi )

yumak   = yıkamak  (Anadolu, Azeri lehçesi. Özbek: yuvmak. Türkmen: yığmak)

yunmak = yıkanmak

yudum = yıkadım

yundum = yıkandım

zeri zahtı kesilmek = gücü kalmamak

zerim zahtım kesildi = gücüm kalmadı

KONYA GRAMERİ

  • Tezlik fiilleri. Fiil kök ve gövdelerine –ı, -i, -u, -ü, yu vb ekleri getirilmiş kelime kökleri Türkçe gramerindeki “-vermek” yerine önceki sese (harfe) uygun olarak “-virmek, -vırmak, -vurmak” fiiliyle birleştirilir.

gelivirmek  = gelivermek

yapıvır  = yapıver

duruvur  = duruver (Ha duruvur = dursan ne olur sanki)

okuyuvurun = okuyuverin

parayı aldı dolaşıvırdı = paramı aldı sonra (işimi görmeden) ortadan kayboldu

  • Geniş zamandaki eylemlerin anlatımı (fiil çekimlerinde “e” yerine “i” söylenmesi)

o yir = o yer

ben dirim = ben derim

sen ne din? = sen ne dersin?

biz diriz = biz deriz

öyle dirler = öyle derler

  • Bu emir kiplerinde de geçerlidir

yi = ye

di = de (söyle anlamında)

vir = ver

virivir = veriver

  • Şimdi devam eden ve geçmişte devam etmiş eylemlerin anlatımı. Fiil çekimlerinde …yo… kalkar, sonrasında ses uyumu değişikliği olabilir:

o uyur = o uyuyor

o yatır = o yatıyor

sen ne dirsin? = sen ne diyorsun?

o ne yir? = o ne yiyor?

ben uyurdum = ben uyuyordum

ben yatırdım = ben yatıyordum

biz okurduk = biz okuyorduk

ne oturursunuz? = niye oturuyorsunuz? (Not: bazı halk ağzında “ne oturusunuz?” da denilebilir)

Bazı soru versiyonları geniş zamanda haliyle kullanılır, böylece şimdiki zamanda çok kısaltılmış olur:

sen ne iden?  = sen ne yapıyorsun? (sen ne yaparsın?)

ne suyu içen? = niye su içiyorsun? (niye su içersin?)

o ne yir? = o ne yiyor? (yer?)

  • ile edatı. İle edatının (veya …yla, iyle, …le sonekleri) yerinin ses uyumuna göre …yinen, …yınan, …yunan, …inen, şahıslarda …len, …lan vb. soneklerinin alması:

arabayınan = arabayla, araba ile

boruyunan = boruyla, boru ile

simidinen çay = simitle çay

uçağınan = uçakla, uçak ile

gemiyinen = gemiyle, gemi ile

benlen = benimle (Örnek: “benlen mi yaşayacaktı?”)

onlan = onunla

  • Sorular

nâpan? = ne yapıyorsun? (Kıbrıslı Türkler de benzer şekilde ancak uzatmasız “napan” derler)

nöğördünüz? = ne yaptınız?

yin mi? = yer misin?

yin mi, yimen mi? = yer misin yemez misin?

ne din? = ne diyorsun?

ne içen? = ne içersin ?

içen mi? = içer misin?

nedii? = niye, neden?

nedii iden? = neden (böyle) yapıyorsun?

ne sokranıp durun? = ne söylenip duruyorsun?

bilin mii? = bilir misin?

oturun mu? = oturur musun?

imi? = emi?

  • Geçmiş gelecek zaman çekimleri. Fiil sonundaki cek, cak çekimleri çeğ, cağ haline gelir, son hece “d” ile başlar:

yatacağdım= yatacaktım

uyumayacağdın = uyumayacaktın

vireceğdi = verecekti (Not: burada daha önce açıkladığımız başka lehçe değişikliği de var)

gideceğdik = gidecektik

gelmeyeceğ miydiniz?= gelmeyecek miydiniz?

oturmayacağlardı = oturmayacaklardı

  • “y” ünsüz ikileşmesi (çift – şedde) ve ünlü daralmasızlığı (son sesi a – e olan fill köklerinde sözcük sonundaki ı – i – u – ü daralmasının yapılmaması)

Son sesi a – e olan fillerde:

İstemek: isteyyorum, isteyyorsun, isteyyor, isteyyoruz, isteyyorsunuz, isteyyorlar 

Aramak: arayyorum, arayyorsun, arayyor, …

Olmamak: olmayyorum, olmayyorsun, olmayyor, …

Gelmemek: gelmeyyorum, gelmeyyorsun, gelmeyyor, …

Alışamamak: alışamayyorum

Tek sesli fillerde:

Ölmek: ölüyyorum, ölüyyorsun, ölüyyor, ölüyyoruz, ölüyyorsunuz, ölüyyorlar

Gelmek: geliyyorum, geliyyorsun, geliyyor, …

Bazı ağızlarda çift şedde yoktur sadece ünlü daralmasızlığı (son sesi a – e olan fill köklerinde sözcük sonundaki ı – i – u – ü daralmasının yapılmaması) vardır

İstemek: isteyorum, isteyorsun, isteyor, isteyoruz, isteyorsunuz, isteyorlar 

Aramak: arayorum, arayorsun, arayor, …

Olmamak: olmayorum, olmayorsun, olmayor, …

Gelmemek: gelmeyorum, gelmeyorsun, gelmeyor, …

Alışamamak: alışamayorum

Bülent Pakman. Temmuz 2009. Son güncelleme Nisan 2016. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden alıntı yapılamaz.

Notlar: Hepsi kendi tespitlerimdir. Kelimelerden görülebileceği gibi Konya halkı Oğuz/Türkmen kökenlidir. Yukarıda kullanılan “Anadolu lehçesi” deyimi, Anadolu’da konuşma dili lehçesi, “Türk lehçesi” deyimi ise bazı Türk Halklarının konuşma dil lehçesi anlamındadır.

Facebook Widgets

Bakü Ofis 2011

Bülent Pakman kimdir    http://bpakman.wordpress.com/pakman/

Konya hakkındaki diğer özel ve ilginç bilgilere  aşağıdaki veya yandaki linkleri tıklayarak erişebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder