3 Ağustos 2014 Pazar

Türkiye’de İnşaat Mühendisliği

Bu yazı, Türkiye’deki inşaat mühendisliği hakkında bilgisi olmayanlara yönelik olarak, oldukça basit anlatımla hazırlanmıştır.

Önce inşaat nedir onu anlatmakla işe başlayalım.

BİR İNŞAAT YAPALIM

İncek’te arsamız var. Üzerine 4 katlı, bodrumlu dershane binası yapmak istiyoruz. Önce Belediye’den ruhsat almamız gerekir. Belediye ruhsat için proje yani tasarımını ister. Bunun için de mimara gideriz. Mimar  mal sahibinin isteklerine göre arsanın otoparkıyla, bahçesiyle yerleşimini, binanın kavram ve işlevsel tasarımlarını ve çizimlerini yapar, buna mimari proje denir. Mimar bununla “eser” sahibi olarak kabul edilir. Daha sonra proje değişikliğine gidilmek istenirse aynı mimarın yazılı izni gerekir. Onun dışında mimar bir daha işe karışmaz. Bu arada yapının oturacağı zeminin analizini yaptırırız, yani nasıl olduğu araştırırız, sağlam mı değil mi? Sağlam değilse ne önlemler alınacak onlar belirleriz. Bundan sonra yapının taşıyıcı sistem tasarımını yani taşıyıcı yapı elemanlarının hesaplarını, boyutlandırmasını ve çizimlerini inşaat mühendisi yapar. Elektrik tesisatını elektrik mühendisi, kullanma suyu, pis su, kalorifer, klima tesisatını Makine mühendisi projelendirir. Bunlar belediye tarafından kontrol ettirilip, onaylanıp, ruhsat alındıktan sonra yapım aşamasına geçilir. Yapım için bir inşaat mühendisi şantiye şefi işe alınır. İş büyükse daha fazla inşaat mühendisini de işe almak gerekebilir. Şantiye şefi malzeme, teknik donanım, iş gücü gereksinimini belirler, iş programı yapar ve bunlara göre inşaatı bitirir. Bu arada yapım denetimini  ücret karşılığında dışardan, bağımsız bir yapı denetim firması ya da iş büyük ihaleli bir iş ise, danışmanlık şirketi yapar.

Görüldüğü gibi bir bina inşaatının tamamlanmasında inşaat mühendisinin rolü çok fazladır.

Endüstri devrimi öncesinde inşaatları mimar tasarlar ve yapardı. Mimar Sinan bunun bilinen örneğidir. Ancak gelişen teknoloji ve hesaplamalar sonucu inşaat mühendisliği ayrı bir dal haline gelmiş, mimarlığın alanı önemli ölçüde daralmıştır.

Tekrar konumuza dönelim. Binamız bitti. Bizde inşaat sektöründe buna işin üstyapısı deniliyor.  Bina bu şekliyle oturulacak hale geldi mi? Elbette hayır. Zira binada oturabilmek için elektrik, su gerekir. Su kullanınca ortaya çıkacak atık suyu binadan uzaklaştırmak gerekir. Kışın ısınmak için doğalgaz gerekir. Binamıza gelip gidebilmek için yol gerekir. Bunlara da inşaat sektöründe işin altyapısı deniliyor.

Burada bir parantez açıp  üstyapı – altyapı nedir, onu inceleyelim.

Yapı (inşaat) Ana Kategorileri

Yapılar üstyapı ve altyapı olarak iki ana gruba ayrılır. Burada üst-alt deyimleri toprağın üstü ya da altı anlamına gelmez. Örneğin binanın temeli altyapı kategorisine girmez.

Üst yapı: İngilizcesi “Structures”. Bu konuda eğitimli/deneyimli mühendis yurt dışında “Structural Engineer” ünvanını alır. Bizdeki karşılığı Yapı Mühendisliğidir.

Üst yapılar; içinde, üzerinde insan barındıran yapılardır. Binalar, konut, otel, hastane, okul, ofis, fabrikalar, işyerleri, alışveriş merkezi, terminal, istasyon, spor salonları, stadyumlar gibi.

Yapılarda hasar analizi, onarım ve güçlendirmeler de yapı mühendisliği alanına girer.

Alt Yapı: İngilizcesi “infrastructure”. Bunun mühendisine İngilizce’de “civil engineer” denir. Köprü, karayolu, tünel, demiryolu, metro, hava alanı pisti, liman, su temini ve dağıtımı, arıtma istasyonu, kanalizasyon ağı, sulama kanalları, pompa istasyonları, su depoları, baraj, enerji santraları, elektrik iletim, yüksek anten, petrol boru hattı, çevre düzenlemesi, güzelleştirme (beautification)  vb. altyapıya girer.

Bu alanlarda deneyimli inşaat mühendislerine piyasada “üstyapıcı”, “altyapıcı” denilirken mühendis arayan ilanlarda “üstyapı deneyimli mühendis”, “altyapı deneyimli mühendis” denilmektedir. Altyapılarda yani köprü, yol gibi projelerde mimarın hiçbir fonksiyonu yoktur.

Tekrar yukarıdaki dershane örneğine dönersek, binayı bitirmiştik. Buna üstyapı diyoruz. Bina temeli de buna dahil. Gelelim altyapıya. Eğer arsa dağ başındaysa  yani etrafta belediyenin getirdiği hizmetler yoksa ya da eksikse altyapıyı kendimiz yapacağız demektir. İş makineleri kiralayacağız, yolu açacağız, üzerine kırmataş döküp silindirle sıkıştıracağız. Bahçede bir yere kuyu açacağız, pompa koyacağız, binadaki depoya su basacağız. Bahçede foseptik çukuru açacağız. Pis su oraya akacak. Yakında trafo (Trafo yüksek gerilimi kullanılabilecek gerilime çevirir) varsa araya elektrik direkleri dikeceğiz, tel çekip elektriği oradan getireceğiz, yoksa trafo koyacağız. Yakınlarda elektrik yoksa bahçeye jeneratör koyacağız.  Isınma elektrikle, katalitik sobalarla veya sanayi tüpleriyle olacak. Gerekli bütün işleri inşaat mühendisi yapacak. Bunlara da altyapı diyoruz.

Eğer Belediye oraya hizmet yani altyapı getirmişse işimiz çok kolay. Yapmamız gereken sadece hepsine bağlanmak. Elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, telefon gibi.

Özetle üstyapı barınma gereksinimini sağlıyor, altyapı da hizmetleri karşılıyor. Tüm bunlar medeni bir ortam sağlıyor. Şimdi medeni/uygar ortam deyince ne kastediyoruz onu inceleyelim.

İnşaat Mühendisliğinin Genel Tanımı

İnşaat mühendisliği en eski mühendislik dalıdır ve en eski mesleklerden biridir. Örneğin tarihi kalıntılarda makine, fabrika yoktur ama bol miktarda ev, saray, tapınak, hamam, yol, su kanalları, su boruları gibi günümüzün inşaat mühendisliği eserlerini görürüz.

İnşaat mühendisinin İngilizcesi “Civil Engineer", Arapçası “Mühendis-i Medeni” dir. Yani yurt dışında inşaat mühendisliğinin karşılığı bizdekinden farklı olarak Yurttaşlık/Medeniyet (uygarlık) Mühendisliğidir.

Bir yere yol, su, elektrik eriştiği zaman “oraya uygarlık geldi” deriz. Bunu Halil Rıfat Paşa “gidemediğin yer senin değildir” olarak çok güzel ifade etmiş. Demek ki yol uygarlığın olmazsa olmazı. Onun gibi eskiden aydınlatma kandille, gaz lambasıyla yapılır, bahçeden ya da yakındaki bir kuyudan, çeşmeden kovayla taşınır, ısınma odun-kömürle yapılır, tuvalet sorunu bahçede açılan bir çukurla halledilirdi. Yani medeni ortam yoktu.

Sabah kalktığımız zaman ilk iş olarak yüzümüzü yıkamak için musluğu açarız. Suyun barajda toplanması, boru hatlarıyla arıtma tesisine oradan da evlere getirilmesi vb. Bütün bunları gerçekleştirenler inşaat mühendisleri.

Böylece inşaat mühendisliğini yurttaşlara götürülen hizmetlerle ilgili fiziksel çevre oluşturma işleri ile uğraşan mühendislik dalı olarak tanımlayabiliriz.

Bu hizmetler insanların barınma ve bağlantılı yani medeni ihtiyaçlarının temini için gerçekleştirilir. Örneğin konut inşaatı ve konuta su, elektrik, yol sağlanması, kanalizasyon (pis su uzaklaştırma), iletişim hatları bağlanması gibi.

Türkiye’nin nüfusu arttıkça konut ve dolayısıyla her türlü üst ve altyapı hizmetleri ihtiyacı da artmaktadır. Endüstriyel üretim inşaat mühendisine muhtaçtır. Fabrika binası yapılacak, binaya enerji sağlanacak, üretimin pazarlanması için yol yapılacak vb.

Antalya’yı turizm merkezi haline getiren de inşaat mühendisleridir. Yapılan devasa tatil köylerine, irili ufaklı otellere turist yağmaya başladı. Ancak turistler daha gelir gelmez havaalanında çile çekmeye başladılar. İki şeritli yollarda kaza geçirdiler, o kadar insana elektrik yetmedi, kanalizasyonlar denize aktı, akşam denizden gelince duşlardan su akmadı vb.  Bütün bu sorunların üstesinden gelenler inşaat mühendisleridir.

İnşaat Mühendisliğinin Teknik Tanımı

İnşaat mühendisliği yapı malzeme ve tekniğini en iyi ve ekonomik şekilde bir araya getiren, yapıların;

  • Proje; dizayn-tasarım-boyutlandırma da denir, hesaplar ve çizimlerden oluşur, Mimari yerleşim ve ince işler detay projelerinden sonra yapılan projelerdir.

  • Planlama; maliyet hesabı, iş programı, malzeme, işgücü ve yöntem belirleme

  • Yapım; inşaat

  • Denetim; bütün yukarıda yapılan işlerin kontrolu

işleri ile uğraşan temel mühendislik dalıdır. Şimdi bu işleri biraz daha açalım ve inşaat mühendisine adapte edelim.

İnşaat Mühendislerinin Yaptıkları İşe Göre Uzmanlıkları

  • PROJECİ: Tamamen masada çalışır,  hesap ve çizim ile yapılabilirlik (fizibilite) etütleri yapar. Genelde proje bürosunun merkezinde çalışır. Ancak şantiyenin proje ofisinde de çalışabilir. Örneğin Design and Built yani Projelendirmenin ihaleye dahil olduğu işlerde projeler şantiyede yapılabilir. Şantiye proje ofisinin organizasyonu genişse başına Mühendislik Müdürü pozisyonu gerekir.

  • PLANLAMACI: Bürocudur, merkez ofiste ya da şantiye ofisinde çalışır. Paperwork-kağıt işleri sözleşme, yazışma, rapor, teklif hazırlama gibi işlerde daha çok alt yönetim kademelerinde yöneticilik ya da mühendislik yapar. Teknik Müdür, İş Geliştirme Müdürü, Teklif Departmanı Müdürü, Kontrat Müdürü, Teknik Ofis Müdürü, Planlama Mühendisi, Hakediş Mühendisi, Maliyet Kontrol Mühendisi, Teklif Hazırlama Mühendisi gibi.

  • ŞANTİYECİ: Şantiyede çalışır. İnşaat Müdürü, Şantiye Şefi, Şantiye Mühendisi, Kalite Kontrol Şefi, İş Sağlığı ve Güvenliği Mühendisi gibi.

Proje Müdürü de şantiyecidir ancak yönetici pozisyonuna girer.

Yapı Denetçisi, Kontrol Amiri, Kontrol Mühendisi de şantiyede ancak masanın öbür tarafında yani yapı denetim firmalarında veya mühendislik müşavirlik (danışmanlık) firmalarında çalışır.

  • YÖNETİCİ: Yukarıda belirtilen proje, planlama ve şantiyede kazanılan deneyim sonrasında özel sektörün merkez ofisinde veya şantiyesinde çalışır. Genel Müdür, Proje Müdürü, Proje Koordinatörü yapı sektöründe belli başlı yönetici pozisyonlarıdır. Proje Müdürü şantiyede çalışır.

İnşaat Mühendislerinin Çalışma Alanları

  • ÖZEL SEKTÖRDE: Yukarıda belirtilen işleri yaparlar. Yaygın olarak yurt dışında da çalışmaktadırlar.

  • KAMU ÇALIŞANLARI: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa bağlıdırlar. Daire Başkanı, Müdür gibi yönetim ve mühendis gibi alt kadrolarda daha çok işleri dışarıya verme ve verilen işleri denetlemeyle uğraşırlar. Bol yazışma yaparlar. Genelde merkezde veya bölge müdürlüklerinde dairede otururlar. Bazen büyük şantiyelerde de bir kontrol amiri bulundururlar. Belediyeler, Karayolları, Devlet Su İşleri, İller Bankası, Köy Hizmetleri, NATO ENF. belli başlı yatırımcı kamu kuruluşlarıdır. 2008 de kamuda çalışmak için KPSS sınavına giren 54850 mühendis, mimar, şehir plancılarından kadro sayısına göre 1950 si yani yaklaşık % 3.6 sı istihdam edilebilmiştir.

  • ÖĞRETİM ÜYELERİ: Üniversitelerde ya da kamu araştırma kuruluşlarında çalışırlar, TÜBİTAK, Deprem Araştırma Enstitüsü gibi.

İnşaat Mühendisliğinin İyi Yanları ve Zorlukları

İyi yanları

Zevklidir, dinamiktir, kapsamı çok geniştir, birçok başka mesleklere göre iş fırsatı bolluğuna sahiptir, örneğin bir şantiyede en fazla 1 mimar, 1 makine mühendisi, 1 elektrik mühendisi olur. Bazen onlar da olmaz. Buna karşılık sayısı 2 ila 20 arasında inşaat mühendisi olabilir. Serbest çalışma olanağı vardır. Eser yaratmanın verdiği duygu inşaat mühendisinin en mutlu olduğu, çektiği zorlukları unuttuğu andır.

Zorlukları

Gerektiğinde dağ başında, mahrumiyet bölgelerinde, toz, toprak, çamur, yağmur, soğuk, sıcakta, genelde yoğun tempoda gece geç saatlere kadar çalışmak gerekebilir. Kaza olasılığı vardır. Sık, uzun seyahatler yapabilir. Evli ve/veya çocukluysa ailesini gittiği yere götürülemeyebilir. Arzın talepten fazla olması yani mühendis sayısının gereksinimden fazla olması, inşaat sektörünün krizlerden mutlaka etkilenmesi de dezavantajdır. Süreli işte süreklilik olmaması, iş sonunda yeniden iş arama zorunluluğu gerektirir. İşçi ile usta ile uğraşmak dünyanın en zor işlerinden biridir.

Türkiye'de İnşaat Mühendisliği Eğitimi, Yapı Sektöründe İnşaat Mühendisliği Eğitiminin Payı, Lisans, Master (Yüksek Lisans), Tercihler konuları ayrı bir yazımızda verilmiştir: OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN

Türkiye ve Kıbrıs’ta İnşaat Mühendisliği Bölümleri  ayrı bir yazımızda verilmiştir: OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN

Türkiye'deki İnşaat Mühendisliği Bölümlerinin sıralamaları ayrı bir yazımızda verilmiştir: OKUMAK İÇİN LÜTFEN IKLAYIN

İnşaat Mühendisi Diplomanızı aldınız, eee sonra?

Önce iş arayacaksınız. Ya tanıdıklarınızdan yardım isteyeceksiniz ya da ilanlara bakacaksınız. Peki ilanların dilinden anlıyor musunuz?  Okumak için tıklayın:  http://wp.me/PAexV-2QZ

İnşaat mühendislerinin günümüzdeki hali böyle yukarıdaki link sayfasındaki gibi. Bu durum karşısında yeni mezun bir inşaat mühendisi ne yapabilir?

Yeni mezun ne olsun?

Başlangıçta pozisyonlar:
* Saha mühendisi; Çoğu zamanı inşaat sahasında geçer. Hiç proje yapmamışsa projeleri iyi okuyamayabilir. Teknik ofiste çalışmadıkça ilerde paperwork-kağıt işlerini kolay kolay yapamaz. En zor pozisyondur ama genelde getirisi de fazla olur.
* Şantiyede teknik ofis mühendisi; Arada ne oluyor diye sahaya bakabilir. Onun dışında zamanı masada geçer. Planlama, cost control, hakediş, yazışma, sözleşmeler, günlük-haftalık-aylık raporlar, yeni fiyat hazırlama, claimler, taşeron takibi, proje arşivleme/koordinasyonu, malzeme siparişleri vb. yapar. Uygulama tecrübesi bir miktar olur, özellikle meraklıysa.
Yukarıdaki iki pozisyon kontrollukta göreceli olarak müteahhitliğe göre daha hafiftir ama o kadar fiili tecrübe sağlamaz. Devlet memuru olarak şantiye kontrolluğunda iş ağırlığı ve sağlayacağı tecrübe daha da azdır.
Projeci; Tamamen masada zamanı geçer. Şantiye ofisinde veya şehirde büroda. Şantiyede çalışmadıkça uygulama ve inşaat yönetimi konusunda bilgi sahibi olamaz. Şantiyede meraklıysa biraz uygulama tecrübesi edinir.
Devlet dairesinde; İşin ağırlığı da tecrübe getirisi de çok azdır.

Okulda kalmak; Zaman ilerledikçe özel sektöre geçmek zorlaşır.

Biraz tecrübe gerektiren pozisyonlar:
Merkez mühendisi; Şantiye koordinasyonu ile ilgili merkez ofiste oturur şantiyeye gidip gelir, gittiğinde şantiyede veya yakın şehirde kalır. Daha önce şantiyede çalışmış olanlar tercih edilir. Şantiyenin işçi, teknik eleman, malzeme ihtiyaçlarını koordine eder. İdare ile sürekli temasta olur, İdaredeki işleri takip eder.
Teklif mühendisi; Sürekli ihalelere giren şirketlerde. Zamanın çoğu merkez ofiste geçer. Arada yer görmeye falan gider. Fiyat analizleri hazırlar, ön iş programı, maliyet hesabı yapar, metraj çıkarır, method statement ve ihale dosyasında istenen diğer belgeleri hazırlar. Piyasayı yani işçilik, malzeme fiyatlarını, adam-saatleri bilebilmesi için daha önce şantiyede çalışmış olanlar tercih edilir. Aksi takdirde büroda tecrübeli üstleri tarafından yetiştirilmeleri gerekir.

Deneyim ve Uzmanlaşma

Rahmetli Fevzi Akkaya ağabeyimiz kitaplarında mühendisi şöyle tanımlar: Mühendis, otuz beşine kadar zarar verir, kırk beşinden sonra geri ödemeye başlar, altmışında en üst düzeye çıkar, seksenden sonra hikaye anlatmaya başlar.

Yeni mezun bir inşaat mühendisi hayata atıldığında okulda öğretilenlerden çok farklı bir dünya ile karşılaşacaktır.

Okulda nosyon verildiyse iş her alanda epey kolaylaşır. Nosyon kavrayarak, araştırarak, aklı kullanarak kendi kendine iş yapabilme erkidir. Okul  öğrenmeyi öğretmişse şanslıdır.

Okulda “mafsallarla mesnetlenmiş diagonal bir rijit cismi” anlamadan mezun olmuşsa bunu anlamamış olmanın önemi olmadığını anlayacaktır. Zira iş hayatında bununla karşılaşmayacaktır. Onun yerine karşılaştıkları ise ona hiç öğretilmemiştir. O halde yapılacak şey hızla deneyim kazanmaktır. Bir kere kaderinin ona çizdiği yolda işe başlamak zorundadır. Ondan sonrası kendine kalmıştır. O yolda iyice pişmeli ve kendini geliştirmelidir. Bu da bir 10 yıl alacaktır. Etrafına bakmalı ve sektörde neyi eksik görüyorsa oraya ağırlık vermelidir.

Çalışılan işyerini sık değiştirmek ilerde mutlaka kötü puan getirir. Mümkünse başladığı alan üstyapı ya da altyapı hangisiyse onu bir daha değiştirmemeye çalışmalıdır. Aynı şekilde projecilikten mi, şantiyecilikten mi hangi işten başladıysa ondan devam etmek en iyisidir. Ancak burada bir parantez açalım. Diğer alanları da bilmek önemlidir. Mesela bir şantiyeci çizimleri çok iyi okumasını da bilmek zorundadır. Hatta mecbur kaldığında alelacele proje yapması veya proje revize etmesi de gerekebilir. Bunun için de işe projecilikle başlamalı veya bir ara projecilik yapmalıdır. 50 yaşında bir deneyimli mühendise çizimde gösterilen dairesel bir kolonun gerçekten dairesel olduğuna inandırmak için neler çektiğimi hiç unutmuyorum. Teklif hazırlama işlerinde çalışan bir mühendis ise hem proje hem de şantiye deneyimli olmalıdır.

Ya şantiye? Şantiye tozu yemeden bir kaç yılını geçiren mühendis o ana kadar ne yapmışsa, projecilik, paperwork, memurluk, öğretim üyeliği gibi, artık mecburen ömür boyu onu yapacak, ille de sahada çalışacaksa şantiyede en alt kademeden başlayacaktır.

SonuçBir alanda devamlılık, ama diğer alanlarda da gerekli ölçüde bilgi sahibi olduktan sonra.

Yabancı Dil

İnşaat mühendisi öncelikle hangi yabancı dili (dilleri) bilmeli? Bu konudaki detaylı araştırmamızı ayrı bir sayfada verdik. Okumak için lütfen tıklayın: http://wp.me/PAexV-2KL

Bilgisayar

Office programlarına çok iyi hakim olmak şarttır. Word, Excel bilmek zaten olmazsa olmazdır. Onun yanında Autocad, Primavera veya MS Project gibi hazır programları da iyi bilmek çok avantaj sağlar.

Bilgisayara, sorunları kendi kendine çözecek derecede hakim olmak gerekir. Dağ başında yardım alacak kimse bulunmaz genelde.

Direksiyon sallama

İyi araba kullanmasını bilmek rekabet ortamında çok avantaj sağlar. İnşaat mühendisi mesleği süresince büyük olasılıkla karayolu ile yüzbinlerce kilometre yol katedecektir. Şirketler tasarruf olsun diye şoför istihdam etmeyebilirler. İş başa düşebilir. Yurt dışında hangi ülkede olursa olsun korkmadan, heyecanlanmadan direksiyona geçecek kadar iyi bir sürücü olmak gerekir. İyi araba kullanmak için kendine güvenme, cesaretli olma, aşırı hız yapmama, riske girmeme, ilk kez geçilen güzergah üzerinde etrafa dikkatle bakarak belli röperleri beyne kaydetme gibi alışkanlıklara sahip olma, arabada, mobil telefonda navigasyon yoksa haritalar bulundurma, önceden güzergahı belirleme, uyuma olasılığına karşın araba içinde 12 volt su ısıtıcısı ile ya da termosla kahve yapacak ekipman, cep telefon çakmak kablosu bulundurma gibi önlemler almayı tavsiye ederim.

1983 yılında Suudi Arabistan'ın Taif kentinde  Prens Naif Saray şantiyesinde çalışırken bir gün entarili bir Arap, pikabını geçecek yer bulmadığından binanın yakınına getiremedi. Arkadaki malzemeleri boşaltamıyorduk. Israrıma "hadi istersen sen geçir"diye cevap verdi. Aldım anahtarını jipi geçirerek binanın önüne parkettim. İşin özeti budur.

Çevre edinme

İletişim yeteneği gereklidir. Geniş çevre edinmeniz  ilerde işinize çok yarayacaktır. Tanıştığınız insanların iletişim bilgilerini kaydedin. İş ararken, iş takibi yaparken, teknik bilgi almak gerektiğinde insanlar işinize çok yarar.  Yardım istemekten katiyyen çekinmeyin, utanmayın. Birşeyin yabancısı olmak hatta onu bilmemek ayıp değildir. Bu arada iyi briç bilir ve oynarsanız çevreniz daha da genişler. İnanmazsanız deneyin, garanti veriyorum pişman olmayacaksınız.

Dikkat edilecek diğer hususlar

Temiz ve iyi giyinin, traşlı olun. Ter kokmamaya önem verin. Düzenli olarak önceden deodorant kullanın. Ağız kokusuna karşı önlem alın, yanınızda karanfil ya da nane şekeri bulundurun. Sigara içmek size çok puan kaybettirir. İrade zayıflığına delalet eder. İçkiye düşkün görünümü vermeyin ve sakın sarhoş olmayın, kendinizi az da olsa kaybetmeyin, diliniz dolaşmasın. Sabah işe akşamdan kalmış olarak gelmeyin. Bunun yanında alkol almamak da bazı iş çevrelerinde sosyalllik açısından negatif görünüm verebilir. Özetle alkol konusunda dengeyi tutturun.

Sabah kahvaltılarınızı ihmal etmeyin. Düzenli olarak her sabah kahvaltı yapmanın, öğrenme, dikkat ve verimlilik üzerinde son derece olumlu etkileri vardır.  İşyerinizde, şantiyede çay, simit, poğaça vb. ile kahvaltı yapmaktan kaçının. Bu düzensizliğinize delalet eder.

Bizim meslekte zor ama yine de sağlığınıza dikkat etmeye çalışın. Bu konudaki yazımızı okumak için LÜTFEN TIKLAYIN.

Yöneticilik ve Şantiyecilik

İnşaat mühendisi takım çalışmasına yatkın olmalı, insan psikolojisinden çok iyi anlamalıdır. İnşaat sektöründe insani ilişkiler - iletişim çok önemlidir. Yönetim – Management erki (yapabilme gücü) olmalıdır. Bunu biraz açalım:

Şantiye’de alt kademe yani işçi, usta ister proje müdürü isterse yeni mezun mühendis olsun talimat alacağı adamı önce bir tartar, yoklar, acaba kafa dengi midir, sert midir, yumuşak mıdır, kafaya alabilir miyim gibilerinden. Bu nedenle mühendisin onlara vereceği ilk izlenim çok önemlidir. Nasıl başlarsa öyle gider. Onlara otoriter olduğunuz, kaytarmaya izin vermeyeceğiniz izlenimini vermek ŞARTTIR.

Mühendis olmayan ancak iyi şantiye deneyimli tekniker, formen, usta gibilerine çok dikkat etmek gerekir. Bunlar mühendisten iyi olduklarını kanıtlamaya çalışırlar bunun için de mühendisin açığını ararlar, özellikle bilgi açısından. Patronlar da onlara yeni mezun mühendisten  daha fazla değer verirler. Onlara açık vermemeye dikkat etmelidir.

Yerinde sert, yerinde anlayışlı olmasını bilmek gerekir. Ustayla işçiyle uğraşmak dünyanın en zor işidir. Ama sadece onunla kalsa, beyaz yakalılar da ayrı bir derttir. Kimi araba ister, kimi evi paylaştığı arkadaşını şikayet eder, kimi falanca niye benden fazla alıyor der, kimi ben yapamıyorum gitmek istiyorum der. Yöneticilik zor iştir. Senin de sorunların vardır ama derdini kimseye anlatamazsın. Şirket sahibinin,  üst yönetimin en son duymak isteyeceği sorun, şikayettir.  Onların sizden beklediği onlara sorunları nakletmemek, yokluklar içerisinde mucizeler yaratmaktır.

SONUÇ: Zayıf olan sevilmez ve mütevazılık üst değer olarak görülmez. maalesef gerçek bu. Mütevazı olmaya kalktıkça saygı azalmaya başlar.

Şantiye demek sorun demektir. Öfkeyle kalkmak inşaat mühendisliğinde hiçbir zaman yapılmayacak şeydir.

Yeri geldiğinde politik olmak gerekir. İtalyan mühendislerin bir deyişi aklıma geliyor; “You can never call a bastard supervisor as ‘bastard’, yani daha kibarcası “şerefsiz bir kontrol mühendisine asla ‘sen şerefsizsin’ denmez”. Burada insanlarla iletişimi bilmek önem kazanıyor.

İlginçtir ama şantiyede çalmasını da bilmek gerekir. Örneğin yırtık olmak gerekir. Bunu biraz açalım. Birden fazla şantiyeleri olan bir büyük yapım projesinde bazı olanaklar genelde ortaktır. Örneğin mobil yani hareketli vinç tektir. Bunu şantiyenin biri alır, bu arada başka şantiye de ister. Biri vermek istemez, diğeri almak ister. Bu durumda hangi şantiye şefi daha yetenekliyse o kazanır.

Şantiyede kliklerle karşılaşabilirsiniz. Daha açıkçası şantiye çalışanları bölünmüş olabilirler. Olmaz demeyin, ben çok gördüm. Dedikodulara kesinlikle yorum yapmayın. Sadece dinleyin o kadar. Bir tarafa katılmazken  yaptığınızın doğru olduğunu hissettirmezseniz iki taraf da size mesafe koyar.  En kötü şey düşman edinmektir. Bu size ilerde kötü referans olur.

Şantiyede patronun casusları olabilir. Kimseye açık vermeyin.

Çalışanların dolduruşuna gelmeyin. İş, patron, şartlar vb hakkında sürekli şikayet ederler. Bunlar kulağınızı birinden girsin ötekinden çıksın. Bunlar şikayetlerini patrona yapacak cesaretleri olmayanlardır. İsterler ki bunu başkaları yapsın.

Planlı Çalışma

İnşaat mühendisliğinde planlı ve yöntemli çalışma şarttır. Neyin nasıl yapılacağını işe başlamadan belirlemek yolun yarısıdır. Yani önce Proje Yönetim Planı yapılmalıdır. Şantiyede rahmetli Fevzi Akkaya ağabeyimizin 6M kuralı önemlidir, yani Method/Yöntem + Money/Para + Machine/Makine + Material/Malzeme + Men/İnsan + Management/Yönetim. (Not: Fevzi Akkaya kendi 5M kuralına Management'i sonradan ilave etmiştir). Yukarıda metot yani yönteme değindik. Ancak metot dışındakiler olanaklara bağlıdır ve genelde eksiktir. Örneğin hakediş yapmadan, onaylanmadan, ödenmeden iş çok zor yürür. Patron cebinden para çıkmadan iş hakedişle yürüsün ister, hatta iş yapmadan hakediş yapılsın ister. Makine eksiktir, malzeme gelişi aksar, doğru dürüst adam bulunmaz vb. Metot dışındakilerde bu gibi eksikler metodu da etkiler ve aksatır. Zincirin halkaları gibidir bu beş faktör.

İnşaat mühendisliğinin bir çok alanının her birinde sayısız iş kalemi bulunmaktadır. Özellikle bina inşaatlarının ince işlerinde (Not: Yapının taşıyıcı sistem ve dolgu duvar işleri kaba inşaat; diğer fayans, boya, sıva vb. işleri ise ince inşaat olarak tanımlanır). Bunun için de başlarda küçük şirketlerde çalışmayı büyük şirketlere tercih etmekte yarar var. Zira küçük şirketlerde birçok iş, bazen işin tamamı üzerinize yıkılır. Büyük şirketlerde ise  ve departmanlardaki görev bölümleri nedeniyle ancak belli bir alanda deneyim sahibi olunabilir. Halbuki inşaat sektöründe olabildiğince hızlı bilgi ve deneyime sahip olmak avantaj sağlar.

Kısacası kendini rüzgara bırakmadan vizyonunu seçen, kategori ve iş alanı açısından uzmanlık dalını belirleyen ve orada ilerleyen, sorumluluk alan, dikkatli, karar vermede zorluk çekmeyen, hiçbir zaman verilen işi yapamam diye düşünmeyen, şişirme iş yapmaktan kaçınan, sabırlı, inatçı, yılmayan, yaratıcı, hırslı, insan psikolojisini, insanlarla iletişimi bilen, sistematik çalışan bir mühendisin başarılı olmaması mümkün değildir.

Masa başı

Dağınık,  karmakarışık, herşeyin, klasörlerin üstüste, yanyana olduğu bir masa kötü puandır. Mühendisin dağınık olduğu intibaını verir. Bunun tersi, bomboş bir masa da "işi gücü yok, boşuna para alıyor" intibaını verebilir. Yapacak işiniz de olmasa masanız üzerinde birkaç dosya, referans evrakları, proje olsun. Boş oturmayın, bazı dosyaları, araştırma raporlarını okuyun, projelere bakın, arşivleme yapın.

Üniversitede kalanlar

Bu arada Üniversitede kalanlar ne yaparlar? Ona da kısaca değinelim:

"Akademisyenler sürekli ağırlaşan atama kriterleri altında ezilmiş durumda puan toplama telaşına düşmüşlerdir. Yrd. Doçentliğe atanmak için kadro bulan şanslı hocalar daha buna sevinmeye fırsat bulamadan 3 yılda belirli bir puan toplama telaşına düşmektedirler. Çünkü bilirler ki, belirli bir puanı toplayamadıkları takdirde öğretim görevliliğine düşürülürler. Bu arada dersleri ikinci plana atmaktadırlar.  Doçentler ise daimi kadroya geçmenin rahatlığı içerisinde profesörlük dosyası için gerekli eksikleri toplamaya çalışır. Profesörler ise ununu eleyip eleğini asmıştır. TÜBA’nın hazırladığı 2009 Bilim Raporu’nda belirttiği gibi ‘profesörlüğü hak edenlerin bir daha bilimsel çalışma ile ilgilenmediği’ açıktır. Ayrıca Doçentlikten profesörlüğe geçen bazı öğretim üyelerimiz, emekliliği garanti altına almış olarak; bilimsel etkinliklerde bulunmayı, kitap yazmayı gerekli görmemektedir." Bu paragraf Fatih Çekirge'nin köşe yazısından alıntıdır: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15513406.asp?yazarid=174&gid=61&hid=15513465

İnşaat Mühendislerinin Sayısı, İstihdamı

İnşaat sektörü Gayrı Safi Yurt İçi Hasılanın (Türk ve yabancılarının ürettiği yıllık nihai mal ve hizmetler) % 30 unu oluşturmaktadır. Bunun gerçekleştirilmesinde inşaat mühendislerinin yarı yarıya payı olduğu tahmin edilmektedir. İnşaat sektörünün büyüme performansını % 80 oranında özel sektörün, % 20 oranında ise kamunun sabit sermaye yatırımları belirlemektedir. Bu yatırımlar sabit fiyatlarla son yıllarda azalmaktadır.

İnşaat Mühendisleri odalarına kayıtlı mühendis sayısı 26 Nisan 2010 tarihi itibarıyla 76.191 dir. Bu sayısı 23 olan mühendis-mimar odalarına kayıtlı tüm mühendis-mimarların yaklaşık % 25’ini oluşturmaktadır. 2007 yılında 3624, 2008 yılında 3241, 2009 yılında 3712 olmak üzere her yıl ortalama 3500 inşaat mühendisi inşaat mühendisleri odasına kayıt olmaktadır. Odaya kayıt olanların oranı bir araştırmaya göre % 85 dir. Buna göre Türkiye'de 90.000 e yakın inşaat mühendisi olduğu ve her yıl 4100 kadar inşaat mühendisinin mezun olduğu söylenebilir. TMMOB (Türkiye Mühendis Mimar Odaları Birliği) araştırmasına göre mühendislerin % 75 i yoksulluk sınırı altında maaş alıyorlar. Gerçekten de  İnşaat Mühendisleri son derece düşük ücretlerle çalıştırılmakta, genç meslektaşlarımız emek sömürüsüyle karşı karşıya kalmaktadır. Çalışma saatlerinde tam bir keyfilik vardır ve fazla çalışma karşılığı ücret verilmesi söz konusu değildir. Sendikasızlık ve iş güvencesinden yoksunluk, çalışma koşullarının sağlıksızlığı da sektörün dikkat çekici özellikleri arasındadır. İnşaat sektöründe meslek dışı alanlarda çalışma ve işsizlik oranı yüzde 25’i geçmiştir.

2008 sonunda patlak veren küresel krizden önce Türkiye’de konut inşaatlarında patlama yaşanmaktaydı. Yurt dışında da başta  Rusya Federasyonu, Afganistan, Irak, Libya, Cezayir, Kazakistan olmak üzere dünyanın dört bir yanında yoğun inşaat işleri inşaat mühendislerine büyük istihdam olanağı sağlamıştı. Maaşlar da böylece gayet iyi düzeydeydi.  Küresel kriz inşaat sektörünü çok kötü vurmuştur. Teğet geçme falan hiçbir şekilde söz konusu değildir. Kriz inşaat sektörüne kazmayı ortasından indirmiştir. Küçük ve/veya şahıs şirketleri, proje büroları kriz ortamında kapanmaktadırlar. 2009 yılında İşkur'da iş arayan mühendis mimar sayısında bir önceki yıla göre % 33 artış olmuştur. İnşaat sektöründe krizin 2010 yılının 2. yarısında toparlanmaya başlayacağı ve 2011 de etkisini hayli azaltacağı söylenmekteydi.  Nitekim 2010 yılı birinci çeyrekte yüzde 8 büyümeye geçen inşaat sektörü, 2010 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 21.9 oranında, üçüncü çeyrekte de yüzde 24.6 artış yaşayarak gösteren bu iki çeyrekte Türkiye ekonomisi içinde en hızlı büyüyen sektör oldu. 2011 de inşaat sektöründe büyüme % 10.   2011 yılında inşaat sektöründe istihdam 1 milyon 910 bin kişi üçüncü çeyrekte toplam istihdam içindeki payı % 7.7.    2012’de büyümede yavaşlama beklentisi var, % 6 - 7 arasında büyüme hedefleniyor. 2011'de en çok aranan pozisyonlar: Satış Temsilcisi % 16, Muhasebe Elemanı % 12, Sekreter % 5, Yönetici Asistanı % 4, İnşaat Müh. % 3, Makina Müh. % 2, yazılım uzmanı % 2, Elektrik Müh % 1, Mimar % 1.

Maaşlar - TL olarak

kamuda 2 600 (kadro derece 8/1)

özel sektörde

Yeni mezun;  1 500

5-10 yıl deneyimli;  3 000

10-20 yıl çok deneyimli; 4 000 - 9 000

Yapı denetim; 1 000 - 2 000

Şantiye şefi; 3 000 - 5 000

Şantiye şefi, şantiye başına; 1 000 (maksimum 5 şantiye)

Yurt dışı ücretleri (ABD Doları)

Proje Müdürü; müteahhitte 13 000 - 15 000, müşavirlikte: 8 000 - 10 000

Teknik ofis müdürü; müteahitte 8 000, müşavirlikte 5 000

Yeni mezun: 2 500, Afganistan'da 4 500

Maksimum  ücret  15 000, Ultra ücret 30 000

Maaşlar deneyime - ihtiyaca - koşullara göre değişir. Genelde kırsal kesimde çalışanlar, kentlerde çalışanlardan, şantiyeciler büroda çalışanlardan, alt yapıcılar üst yapıcılardan daha fazla maaş alırlar. Büro şantiye farkı yaklaşık 2 katıdır. Yabancı dil gerektirmeyen ve gerektiren işlerde ücret farkı da yaklaşık 2 katıdır.

Bülent Pakman. Nisan 2010. Son güncelleme Ağustos 2013. İzinsiz ve aktif link verilmeden alıntı yapılamaz.

İnşaat Mühendisliği ile ilgili tüm yazılarımız:

Twitter Widgets

Facebook Widgets

OLYMPUS DIGITAL CAMERABülent Pakman kimdir   http://bpakman.wordpress.com/pakman/

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder